CHP hala olan bitene 'yolsuzluk iddiası' deyip dursun…
Cemaat'in gazeteleri de 17 Aralık'la ilgili kampanyalı yayınlarını sürdürsün.
Ne yaparsa yapsınlar millet gerçeğin farkında.
Bunların işi güneşi balçıkla sıvamaya benziyor.
Dumanlı Ekrem de Batı'ya 'basın özgürlüğü' gibi yalanlarla bizi gammazlayıp dursun.
Bazıları ise "AK Parti olmasın da isterse Türkiye batsın" havasında olsun.
Kimileri milleti kandırmak için yalan anketlerle AK Parti'nin oyunu yüzde 45'ler civarında göstersin...
Millet tuzağın farkında.
Bu oyun da tutmaz.
Tayyip sevdası kolay kolay yıkılmaz!

Herkes şunu iyi bilsin: İş işten geçtikten sonra 'keşke'nin kimseye faydası olmaz.
Durum çok ciddi.
Erdoğan sayesinde tehlike atlatıldı…
Ama şimdilik.
Safları sıklaştırmaz ve dik durmazsak Sakalsız tıpkı Humeyni gibi her an tepemize dikilebilir…
Sonra da şehir imamlarının kararıyla, İran'da olduğu gibi vinçlerde binlerce kelle sallanır…
Tabii başta da benim.
Bu millet ve memlekete değil bir, bin Ersin feda olsun!
Kemal Kılıçdaroğlu ve diğerleri ya bu tehlikenin farkında değil ya da başka hesapları var.
KK, Sakalsız geldikten sonra kendisini baş tacı yapacağını sanıyorsa yanılıyor.
Bunlar yol arkadaşlarını arkadan hançerlemeye alışkındırlar.
Erdoğan örneği ortada…
Çünkü İsrail, ABD, Almanya ve İngiltere böyle istiyor.
Kuzu postuna girmiş kurttur bunlar.
17-25 Aralık darbe planını hazırlayan polislerin itiraflarına bakın…
Mesela polis memuru M.Ç. diyor ki; "17 Aralık operasyonu sonrası görevden almalar başlayınca üst amirim 'bilgisayarların kurcalandığı ve bazı evrakların silindiğine' dair bir tutanak tutmamı istedi.
Ben de tutanak hazırladım fakat baş komiser M.Ü., bu yazıyı yukarıya iletmeden kendisi 'görüldü' yapıp 'lazım olursa kullanırız' dedi."
Halkın seçtiği hükümete nasıl tuzak kurulduğunu gördünüz mü şimdi?
Erdoğan'a kelepçe takıp iktidarı ele geçireceklerdi.
Esas plan buydu.
Erdoğan'ı ameliyat masasında yakaladılar.
Özel Yetkili Savcı Sadrettin Sarıkaya, bunu fırsat bildi ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ı ifadeye çağırdı…
O gün Erdoğan ameliyatı terk etmeseydi bugün başka bir Türkiye'de yaşıyor olacaktık.
Dubai tatili, göbeği ve ömür hırsızlığıyla ünlü Zekeriya Öz, 18 Aralık'ta polisleri boşuna tehdit etmedi.
Şu sıra lolitacı Can Dündar'a 'darbe' itirafında bulunan savcı Celal Kara da '7 haziran planı' için çalışıyor.
Mesele 'yolsuzluk' değil, Sakalsız'ı başa getirmekti. Planlar buna göre yapılmıştı.
Tehlike geçmiş değil…
Saflar sıklaştırılmalı…
Ve dik durmalı…
Memleketi ve özgürlüğümüzü ancak böyle koruyabiliriz!
Yoksa eyvah para etmez!