Haber kutsaldır, olduğu gibi ve yorumsuz verilmelidir.
İşin doğrusu da budur.
Habere yorum katıp kafa bulandıran, izleyici ya da okuyucu yönlendiren haber, haber değildir.
Hatta yorum bile değildir!
Böyle muhaliflik de olmaz!
Habere kasıtlı olarak yorum katmak milleti kandırmaktır.
Buna haber demezler.
'Algı' derler, yalan derler!
Bu işin ustası da bildiğiniz gibi FETÖ'dür!
Yani İslam düşmanı Murdoch'ın FOX TV'sinin ana haber sunucusu Portakal ekranda haber sunmuyor artistlik yapıyor.
Kah kaşlarını çatarak, kah gözlerini çevirerek yorumla sunduğu sözde habere güven sağlamaya çalışıyor…
Milleti bu şekilde kandırıp, yönlendiriyor.
Habere konu olan malzemeyi cımbızlayarak fesatlık yapıyor.
Şu yaptığına bakın…
Erdoğan, "Ellerinden gelse bizi de Menderes gibi dar ağacına çıkaracaklar" diyor…
Yani MİT krizi, Gezi, 17-25 yargı darbesi, 15 Temmuz kalkışması gibi yaşadığı olayları anlatmak istiyor.
Bayportakal 'itirazım var" diyor.
"Nereden çıkarıyorsunuz" gibi absürt laflar ediyor.
Nereden çıktığı belli değil mi bayportakal?
Gezi, 15 Temmuz başarılı olsaydı ne olacaktı?
Diğer darbe girişimlerini açmadık daha.
Milleti kandırmayı bırak!
Hem FOX'un sahibi şu Müslüman düşmanı Murdoch değil mi?
Bırak numara çekmeyi!
Kaşını gözünü eğerek tiyatro oynamayı da.
***
Bir başka darbeci de Erdoğan'ın çökmekte olduğunu iddia ediyor.
Hasislikten kafayı yedi adam.
CHP'nin kurduğu şer ittifakına "demokrasi koalisyonu" diyor.
Oldu, gözlerim doldu.
Bunun neresi demokrasi koalisyonu lan.
Bal gibi Erdoğan düşmanlığı be.
Ama Reis'te peygamber sabrı var…
Bu kadar saldırıya ve darbe girişimine karşı iyi dayanıyor doğrusu.
Şahsen tepemin attığı çok oluyor.
O nasıl dayanıyor bilmem ki?
Hava kapalı ve kasvetli.
Ara ara yağmur da yağıyor.
Doktordan yeni geldim.
Kafam epey karışık yani.
Karşı yoldan geçen kamyon ve motosikletlerin sesleri sinirime dokunuyor.
Bu seslere İncirlik'ten kalkan savaş uçaklarının kulak zarını patlatan sesleri karışıyor.
O sırada adamın birinin yazdıklarına takılıyor gözüm.
"24 Haziran'da Erdoğan kaybediyor.
CHP, İYİ Parti, HDP, Saadet ve AKP'den kopan bir grup milletvekili buluşuyor. Bir demokrasi koalisyonu kuruluyor" diyor.
Ve 'Tek adam rejimi' diyor.
Teneke çalıyor yani.
'Geniş tabanlı hükümet!' diyerek istikrarsızlığa vurgu yapıyor.
Ulan tek adam kim!
Diktatör kim!
Diktatörün ülkesinde konuşmak ve bunları yazmak mümkün mü?
Bak Esad'a…
Kesmezse Sisi'ye bak…
Halkını katleden bu iki diktatöre karşı kim sesini çıkarabiliyor.
Erdoğan diktatör ha!
Topunuz şerefsizsiniz oğlum!
İstediğinizi yazıyorsunuz.
Ağzınıza geleni söylüyorsunuz…
Ses çıkaran mı var?
Tek adam arıyorsan Kemal'e bakacaksın.
Partisinden kovduklarına mesela…
***
İt takımı 'Erdoğan çöküyor!' diyor…
Yalanına kendisi de inanmıyor olmalı ki;
"24 Haziran'da kazansa bile" diyerek sürdürüyor cümlesini.
Yani o da kazanacağından emin.
Ama özlemini dile getirmeden edemiyor:
"Saray rejimi"ne son verilmesi...
"Hapishanelerin boşaltılması" gibi.
Zurnanın zırt dediği yer de burası işte.
Adam ağzındaki baklayı çıkardı nihayet.
Demek istediği şu:
CHP, HDP, FETÖ, SP ve İP seçimi kazandığı takdirde 'cezaevlerinde ne FETÖ'cü kalacak ne de PKK'lı.'
Kazanırlarsa teröre 'geç' diyecekler.
Kurdukları hayal böyle işte.
Ama hepsi avucunu yalayacak.
24 Haziran akşamı fosseptik çukurunu boylayacak şerefsizler.
Bu millet Reis'i verir mi hiç!
