Beşiktaş takımını dün akşam seyreden ve oyuncuları tanımayan biri şu yorumda bulunurdu: "Beşiktaş'ın tüm stoperleri cezalı ya da sakat, Beşiktaş voleybol takımından iki uzun boylu genç defansa monte edilmiş ve öyle oynuyorlar." Elle oynama penaltısı Beşiktaş'ta salgın gibi. Geçen hafta İbrahim Üzülmez penaltı yaparken yerden göğe kadar haklıydı. Ama dün gece önce Juanfran sonra da Mustafa Doğan Beşiktaş'ın ekmeğine kan doğradılar. Ne gerek vardı? Rakip gol mü atıyordu? Niye göstere göstere lise takımı oyuncuları gibi penaltı yaptınız? Gelelim diğer oyunculara. 11-11 fevkalade oynayan Beşiktaş Konya ilk yarının ortasında 10 kişi kalınca ne tuhaf çelişkidir ki paniğe girdi. Defans hataları, Ramazan'ın abuk subuk hareketleri, orta sahada kaybedilen toplar, vurdum duymazlık Beşiktaş'ı 80. dakikadaya kadar taşıdı. Son 10 dakika baktılar ki pabuç pahalı pozisyonu buldular, zar zor puanı kurtardılar. Ama böyle top oynanmaz. Fenerbahçe maçında iyi, Athletic Bilbao maçında çok daha iyi oynayan Beşiktaş, dün oynamasa da akıllı stratejiyle üç puanı alır giderdi. Hem 1-0 öndesin hem rakip Konyaspor 10 kişi ama sen beraberliği son saniyede bir penaltıyla kurtarıyorsun.
Kahraman Cem Deda
Dün gece Beşiktaş'ta Carew dışında vasata ulaşan oyuncu yoktu. Kimsenin ne yaptığı belli değildi. A.Yıldırım ve Tayfun bırakın organizasyonu, bırakın geri ileri bağlantısı kurmayı, ayaklarındaki topu bile kullanamıyorlar. İbrahim Akın çok şaşırttı. Ne yaptığı belli değil. Son haftaların başarılı ismi Ali Güneş gecenin en kötü isimlerinden. Maçın kahramanı hakem Cem Deda. Yaşı küçük, tipi bebek gibi ama kendisi kararları ve karizması çok büyük. Sahada müthiş rahat ama hiç bir zaman hakimiyeti elden bırakmıyor. Zaman zaman hata yapıyor ama objektif çizgiden hiç uzaklaşmıyor. İşte benim genç hakemim. İşte benim gördüğünü çalan, aşırı jestlerden uzak, sakin ama kararlı genç hakemim. Tebrikler Cem.