Beşiktaş dün gece gerek oyun gerekse sonuç olarak fevkaladeydi. İlk 15-20 dakika dışında rakibini sürklase etti. Belki de bu sezonun en iyi maçını oynadı. Sürklase etti derken, bir Şampiyonlar Ligi ön elemesinde ikili mücadelelerde ve top kapmalarda iki takım arasında büyük fark vardı. Özellikle Delgado hem oyunu hem de attığı gollerle sanki Türkiye'den önce oynadığı İsviçre'den intikam almak ister gibiydi. Beşiktaş bu sezon o kadar sempatik ki, o kadar doğru şeyler yapıyor ki, zaman zaman yapılan hatalar bile göz ardı edilebiliyor. Cisse hariç dün gece Beşiktaş'ta oynayan yabancıların galasıydı. Özellikle ilk yarı Ricardinho'nun, Tello'nun, Delgado'nun ve onlara zaman zaman sol kanattan katılan İbrahim Üzülmez'in şovu golün habercisi gibiydi. Delgado öyle basit bir kafa golünü kaçırdı ki, attıklarına baktığımızda nasıl hattrick yapamadı diye hayıflanmamak elde değil.

EKSİKLER NELERDİ?
Serdar Özkan ve Serdar Kurtuluş kapasiteleri ölçüsünde herşeylerini ortaya koyuyorlar. Gerek Şampiyonlar Ligi gerekse lig maratonu için Bobo, Beşiktaş'ın en stratejik oyuncusu. Kalitesiyle belki de Türkiye'nin en iyi forveti. Belki dün gece gol atamadı ama rakip defansı etkilemesi, sürekli arayış içinde olması ve sürekli hücum presinde olmasıyla takım savunmasının hücumunda savunma kadar etkili olabiliyor.
Peki Beşiktaş hakkında hep iyi şeyler söyledik. Peki hiç mi eksiği yok? Pek tabii ki var. Mesela savunmada zaman zaman yaşanan kritik anlar. Mesela ilk yarıda önce Cisse sonra Tello'nun hataları az kalsın Zürih'e turu getiriyordu.
Ama kaleci Hakan sanki 40 yıllık Beşiktaşlı gibi kaleye yerleşti. Rakibin en önemli oyuncusu Alphonse dün gece oynamadı. Oynasa fark eder miydi? Belki. Ama bir gerçek var ki, Beşiktaş artık Şampiyonlar Ligi'nde. İşin göz alıcı tarafı ise şu. Beşiktaş şu ana kadar Avrupa'da dört, ligde ise üç resmi maç oynadı. Zürih'teki beraberlik dışında kaybı yok. Üstelik dün geceki performansı da, Ertuğrul Sağlam'ın bazı şeyleri ne kadar doğru yaptığını belgeledi. Sağlam, yıllardır Avrupa kompleksini aşamayan siyahbeyazlıların kaderini değiştirdi ve Şampiyonlar Ligi'nde gruplara iki zor ön elemeden sonra sokmayı başardı. Bu onun yaşındaki genç bir teknik direktör için önemli bir başarıdır.