Yazılıp çizilenler, TV'lerde söylenenler. Ortalıkta dolaşan senaryolar. Anayasa Mahkemesi ile ilgili yayınlar.
"O onu dedi, bu bunu dedi... Hayır demedi, tekzip etti" meseleleri.
"Kim kimi izledi, kim kimi dinletti" tartışmaları. Açıkçası Ankara "toz duman altında."
***
Cemil Çiçek "siyasetin deneyimlisi." Kabinenin "Başbakan' dan sonra gelen ismi."
Ayrıca "hukukçu."
Dün onunla konuştuk.
İşte anlattıkları:
***
Yavuz bey size bazı şeyleri çok açık olarak ifade edeceğim.
Dolaylı yoldan Anayasa Mahkemesi üzerinde bir baskı yapılmaya çalışıldığını düşünüyorum.
Yüksek mahkemenin üyeleri sürekli gündeme getiriliyor.
Sosyal hayatları bile kalmadı desem yeridir.
Yok ne zaman, nereye gitmişler, kiminle çay içmişler, ne zaman ayrılmışlar, nerede oturmuşlar?
Belli bir süredir Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın temsil görevini yerine getirmekte bile zorlandığını hissediyorum.
Başkan ve üyelerin özel hayatları daraltıldı. Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın, çocuğunun düğününü ağız tadıyla yapabildiği kanaatinde değilim.
Efendim kimi davet etti, kimi nasıl karşıladı, kim kimin elini sıktı... Sorarım size bunlar olmadı mı?