AK Parti öncelikle "büyükşehir adaylarını" açıklayacaktı. Ama gecikiyor. Neden?
"Bazı illerde" sorun yok.
Parti örgütü de, milletvekilleri de, halk da "aynı isimde" birleşiyorlar.
Örneğin Kayseri.
AK Parti milletvekilleri, tam takım "Özhaseki" dedi. Örgütün yüzde 99'u "Özhaseki'de birleşti."
Seçmenin de "yüzde 70'i."
Başbakan Erdoğan da "rahatlıkla ve hiç beklemeden" Kayseri-Büyükşehir'de adayın adını açıkladı:
- Mehmet Özhaseki ile yola devam.

***

Recep Tayyip Erdoğan "particilikten geliyor."
"Örgütçü." Siyaseti biliyor. Onun içindir ki "kılı kırk yarıyor." Ve bazı büyükşehir adaylarını "açıklamakta zorlanıyor."

***

Örgütün sesine kulak vermek gerek.
Zira: 1. Seçim günü sandığı örgüt bekleyecek, örgüt koruyacak.
2. Seçim kampanyasında örgüt çalışacak.
Onun içindir ki Tayyip Bey şu sıralar örgütle sürekli "dirsek temasında."
Belediye başkanının sadece "örgüt ile uyumlu olması" yetmiyor.
Milletvekilleri ile de "uyum" gerekiyor.
Zira:
1. Uyumsuzluk verimi düşürüyor.
2. Herkes birbirinin kuyusunu kazıyor. Eğer belediye başkanı hem örgütle ve hem de milletvekilleriyle "iyi ilişkiler içindeyse" mesele bitiyor mu? Hayır.
Halkın da "bu başkandan memnunum... Yine aday olsun" demesi bekleniyor.
Zira: Halk oy vermezse "örgütün ve milletvekillerinin desteği" neye yarar.

***

İşte bazı büyükşehir adaylarının hâlâ neden açıklanamadığı sorusunun yanıtı.
Her ilin "sorunu" değişik.
Her ilin "dengesi" farklı.