Ağustos'un son haftasında, gazetelerin iç sayfalarında "vesikalık bir resim" ve "tek sütun bir haber" yayınlandı:
"İzmir'in efsane valisi Hüseyin Öğütcen öldü."
Haberi okuyunca... Dudaklarımızda "acı bir tebessüm" belirdi.
Rahmetli dostumuz Osman Bölükbaşı'nın sözü aklımıza geldi:
- Biz adamı kafir diye asar, sonra şehit diye namazını kılarız.
***
Gerçekten efsaneydi.
Meriç, Bigadiç,
Burhaniye, Gönen,
Pasinler'de kaymakamlık yaptı.
Hakkari,
Niğde, Antalya,
İzmir ve Kocaeli'de valilik.
Gittiği her yerde
"unutulmaz eserler" bıraktı.
Bugün adı ilçelerde illerde meydanlarda, caddelerde... Hatta tepelerde (Hakkari) yaşıyor.
***
Boşuna dememişler
"hiçbir hizmet cezasız kalmaz" diye.
İzmir'in
"efsane valisiydi" ama...
İzmir-Malkaca içmelerinin ihalesinde
"usulsüzlük yapmakla, devletin çıkarlarını gözetmemekle" suçlandı.
Hakkında
"soruşturma" açıldı.
Mülkiye Müfettişleri
"ifadesini aldı."
Sonunda aklandı ama... Kendi ifadesiyle:
"Çok incindi... Tarifsiz kederler içinde kaldı."
***
Valiliği döneminde Kocaeli'ni
"kayak merkezine" kavuşturdu.
Ama
"yine bir soruşturma."
"İhalede usulsüzlük var" diye.
Sonuç... Aklandı elbet... Ama "bir kez daha kalbi kırılmıştı."
***
Mekanı cennet olsun... O bir efsaneydi.
Sağlığında
"heykeli bile" yapılmıştı.
Biz böyleyiz işte... Bölükbaşı'nın dediği gibi...
"
Kafir diye asar, şehit diye namazını kılarız."
