İlhan Cavcav'ın bir özelliğinden söz etmeliyiz.
Gün olur bağırır çağırır... Kavga eder... Bir sezonda birkaç hoca ile çalışır... Fakat...
Öfkesi çabuk geçer... "Uzatmaz... Kimseyle küs kalmaz."
Yılmaz Vural önümüzdeki günlerde Cavcav'ı mahkemeye verse... Tazminat davası açsa...
Tanıdığımız Cavcav "Yılmaz Hoca yerden göğe kadar haklıdır" der... Ve ilk karşılaşmada sarılır, onu öper.
Seneler öncesinden bir anı... Gençlerbirliği'nde ikinci başkanlık yaptığımız günlerden...
Yine hoca değiştirilmişti... Metin Türel'in görevine son verilmişti.
Ayrılış biraz tartışmalı olmuştu... Cavcav bize şunları söylemişti: Bundan sonra Metin'le çalışmam... Yer gök birleşse Metin'in elini bile sıkmam.
Metin Hoca Ankara'dan ayrılmadan önce ziyaretimize gelmişti... Veda için... Cavcav'a kırgındı, kızgındı... Bize şöyle demişti: Bir daha Cavcav'la yüz yüze gelmem... Selamını almam, selam da vermem... El sıkışmak mı?... Kesinlikle.
Aradan birkaç ay geçti.
Gençlerbirliği'nin İstanbul'da maçı vardı... Fenerbahçe ile.
Takımı önceden göndermiş, sonra da Cavcav'la birlikte İstanbul'a gitmiştik.
Maçtan bir gün önce... Cavcav, eşi Nazan Hanım... Ben ve eşim Canan... Birlikte akşam yemeğini Kumkapı'da yemeye karar verdik.
Rastlantı... Ancak bu kadar olur... Girdiğimiz lokantada kim olsa beğenirsiniz?.. Metin Türel.
İçimizden "Şimdi kavga çıkacak... Bu lokantadan hemen çıksak" diye geçirirken...
İlhan Cavcav ile Metin Türel, kollarını açarak ve yüksek perdeden bağırarak birbirlerine doğru yürüdüler:
- Metiniiim!..
- Başkanııım!..
Sonra ne mi oldu?
Metin Hoca masasını bıraktı... Bizimle aynı masaya oturdu.
Sohbet edildi... Yemek yenildi... Derken... Cavcav ile Türel arasında bir kavga (!) çıktı.
"Hesabı kimin ödeyeceği" kavgası.
Metin Türel "Sizler misafirimsiniz, hesabı ben ödeyeceğim" diye ısrar ediyordu.
Cavcav ise... "Metin'im... Benim can kardeşimsin... Sana hiç hesap ödetir miyim" diyordu.
İlhan Cavcav... İşte bu.
Zaten... "Aynı hoca ile birkaç kez çalışmasının" arkasındaki sır da buradan geliyor.