Hafta sonunda Ankara karlıydı... Cumartesi sabahına Ankara "Karla uyandı."
Kar altındaki Ankara'nın "İzmir-Urla'dan" gelen konukları vardı... Kadınlar, erkekler.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ile görüşmek istediler.
Polis... İzmir'den gelen "Ziyaretçileri" Kılıçdaroğlu'nun evinin bulunduğu sokağa sokmadı.
"İzmirliler" kızdılar... Kar altında beklemeye başladılar.
Bir kadın "Elim kırılsaydı da size oy vermeseydim" diye haykırdı.
Sonra... İçlerinden biri... Bir kâğıttan "Bir şeyler" okudu.
Özeti... 74 aile imişler... Yıllardır oturdukları evleri yıkılmış... Açıkta kalmışlar.
Saatler geçti... Ve geldikleri gibi İzmir'e geri döndüler.
Bu olaydan Kılıçdaroğlu'nun haberi var mı? "Bilmiyoruz."
Kılıçdaroğlu "Bu kadar insanla" evinde görüşemezdi... Ama içlerinden "İki, üç kişiyi" evinde kabul edebilirdi.
Veya... Partinin yükselen yıldızı... İzmir Milletvekili... Genel Başkan Yardımcısı... Parti Sözcüsü... Selin Sayek Böke... Sokak ortasında da olsa... "İzmir'den gelenleri" dinleyebilirdi.
Bu karda kışta... 585 kilometre yoldan gelen insanlara "Birer bardak salep, birer simit" ikram etmek çok mu zordu?
İzmir- Urla'dan gelenler... Taleplerinde "Haksız olabilirler." İlle de isteklerinin yerine getirilmesi gerekmez... Ama... Mademki dertliler... Yaralarına merhem sürülmese bile... "Bir çift tatlı sözle gönülleri alınamaz mıydı?"
Öyle sanıyoruz ki "İzmir Milletvekili" Kılıçdaroğlu'nun... Ve özellikle de eşi Sayın Selvi Hanım'ın "Bütün bunlardan" hiç haberi olmadı.