Birçok Avrupa ülkesini gezdim ve gördüm. Kafalarında hala önyargılı Türkiye imajı var. Bir yabancının Türkiye hakkındaki kötü imajını yok edebilmek bizim elimizde. Bir turizm mevsimi de geldi geçti. Ülkemizi birçok insan ziyaret etti. Kimileri iyi intibalarla, kimileri kötü anılarla ayrıldı. Yabancıların ülkemizden iyi fikirlerle ayrılmaları bütün dileğimizdir. Bu da yabancılarla ilişkisi olan insanlarımıza bağlı..
Bir yabancının ilk Türk imajı gümrüklerimizde başlar. Dolayısıyla oralarda görev yapacak insanlarımızın eğitimi, kültürü, en önemlisi vicdanı ve insana hizmet gayesi çok önemlidir. Amacı insana hizmet etmek olan bir görevli, ülkemize giriş yapan yabancıyı veya yılda bir kere ülkesine gelirken sevinen gurbetçilerimizi, bürokrasi çarkında asla ezmez.
Geçen sene Almanya'dan, İtalya üzerinden Yunanistan'a, oradan da İpsala gümrük kapısından Türkiye'ye geldim. İpsala'ya kadar dört ülkeden geçtik, bir Allah'ın kulu bize kimsin necisin diye sormadı. Bizim kapıya gelmeden beş kilometre önce kuyruk başladı. Tam beş saatte Türkiye'ye giriş yapabildik. Teknoloji çağında bir sürü gereksiz işlemler. Yazın sıcağında, kuyrukta yiyecek ve içecek sıkıntısı, ağlayan çocuklar, sıranızı kaçırmamak için gidemediğiniz tuvalet, bitmeyen işlemler, hepsi bizim kapılarımızda.. Hiçbir bürokrasiye gerek yok. Türk vatandaşına bari bu eziyeti yapma.. Neden bizim devletimiz hala insanına güvenmiyor ve hala potansiyel suçlu gibi görüyor? Anlamak çok zor. ŞAHİN DALGIÇ-AMASYA