Dünkü yazımızda değindiğimiz, İzmir'in küresel şehir olması ve bölgeyle bütünleşmesi konusunu, irdelemeyi sürdürüyoruz. Sevgili bir okurumuz, ilettiği mesajda 'küresel şehir' tanımını daha somutlaştırmamızı istemiş. Bu kavramın doğuşuna neden olan New York'tan örnekleyelim. New York'ta 350'nin üzerinde yabancı banka şubesi, ayrıca 2500'ün üzerinde yabancı finans şirketi bulunuyormuş. Yine şehirdeki her dört banka çalışanından biri, yabancı bir banka hesabına çalışıyormuş. Yani 'küresellik', yerel firmaların önemiyle birlikte, 'evrensel finans ağına' bağlanmayı, ulus aşırı organizasyonlarla iç içeliği; maddi ürünlerin üretimi dışında, iş organizasyonlarınca dünyanın dört bir yanına bulunan ofislerin ve üretim merkezlerinin yönetimini, kültür endüstrisinin ise dünya çapındaki etkinliğini içeriyor.Örneğin İngiliz sosyolog Giddens de, diyor ki:"Hizmetler ve finansal mallar, küresel şehirlerin ürettiği 'eşya'dır." Böyle bakılınca, Türkiye'de küresel şehir tanımlamasına biraz yakın duran tek şehrin, İstanbul olduğunu söylemek mümkün. İzmir'in ise gelecek için dersini çok iyi çalışması gerekiyor.

İzmir; çatışmalı kısır döngülerden kendisini kurtararak; ekonomik pastayı büyütmeyi, kentte yaşayanların yaşam kalitesini yükseltmeyi, kentsel dönüşümünü gerçekleştirmeyi, EXPO 2020 organizasyonunu kesinlikle kazanmayı, bu kazanımı dünya ağına bağlanmak için ciddi araç görmeyi, turizmi ise önünü açacak en önemli yollardan biri olarak belirlemeyi başarırsa; geleceğini, geçmişte defalarca olduğu gibi yeniden kurgulayabilecektir. İzmir kendisine kentin tümü için ortak vizyon çizerse; Madrid, Moskova, Seul, Jakarta, Buenos Aires gibi, 'bölgesel merkez' özelliği taşıyan, güçlü dünya şehirleri arasına rahatlıkla girebilir.Bu yaklaşımda, Prof. İlhan Tekeli hocamızın saptadığı, Prof. Fuat Keyman'ın da vurguladığı gibi, İzmir Ege Bölgesi'nin kentsel havzası özelliği kazanır, doğal olarak hem finansal, hem de kültür endüstrisi anlamında evrensel ağa da eklemlenir.
Bu Ege Bölgesi'ne bakışı da, tamamen değiştirecek bir gerçeklik. Bölgeyi İzmir'den bütünlük içinde ele almayı geliştirecektir. İzmir merkezli Ege Havzası yazılarımıza, bölgeden de destek geldiğini vurgulamak isterim. Bu çerçevede, EXPO süreci bütünleştirici olacağı için, kasım ayında Paris'te gerçekleştirilecek EXPO 2020 İzmir sunumunda, bu konuya özellikle değinmek fayda getirebilir. Öneriler tam bu yönde. Hatta delegasyonda, sadece İzmirlilerin değil bölgeyi temsil eden kentlerin valileri, belediye başkanları ve kanaat önderlerinin de yer alması, ilk sunum için etkileyici olabilir. Takdir ve karar yetkililerin.Sonuçta EXPO 2020, İzmir'i geleceğe taşıyabilecek en önemli araç. Dün Barselona'nın Avrupa şehirler ağına etkin biçimde nasıl dahil olduğunu, nasıl bir kentsel dönüşüm süreci gerçekleştirdiğini, bunları bir plan dahilinde nasıl başardığını yazmıştık.
Bu yazıları İzmir'i olumlu yönde kışkırtmak için sürdüreceğiz. Bugün Londra'dan başka bir örnek verelim. Bu örnek de İzmir için EXPO 2020'nin öneminin daha iyi anlaşılmasına hizmet edecek. Biliyorsunuz artık günümüz dünyasında, uluslararası spor organizasyonları da, kentsel dönüşüm süreçlerinde önemli rol oynuyor. Londra da şu anda bunu gerçekleştiren kentlerden biri. Kent, olimpiyatlar için son hazırlıklarını sürdürüyor. Londra, kentin doğusunda Stratford Bölgesi'nde yer alan, geçmişinde tamamen virane olan 240 hektarlık bir alanı dönüştürmeyi, şehre kazandırmayı başardı. Zaten sisli güzelliği, tarihsel mirasını titizlikle korumasıyla öne çıkan büyüleyici Londra, 2012 Olimpiyatları'nı önemli araç olarak kullanıp, dökülen bir alanı cazibesi içine aldı. İzmir de bu örnekler ışığında, EXPO 2020'yi kazanarak, bu büyük fırsatı, kenti yeniden kurgulamak ve Ege Bölgesi ile bütünleştirmek noktasında, başarı ile kullanmalı.