Korkuyorum... Neden mi? Erkekler Ağlamaz, Hatırla Sevgili ve Ahh İstanbul'un başına reyting hazretlerinin kılıcı inecek diye... Zira hepsi de "insanı" ve "temiz duyguları" ön planda tutan diziler. İçinde kurşunların vızıldamadığı, entrikaların dört dönmediği, ahlaksız teklifler gibi kafa bulandıran polemik konularından reyting sağılmadığı yapımlar bunlar... Ama gelin görün ki hem atv'nin usandıran yer değiştirmelerinden hem de şiddete, cinselliğe prim veren izleyicilerin reyting sonuçları üzerindeki egemenliğinden bu dizilerin akıbetleri meçhul... İşte buna isyan ediyorum. Zira bu ülkede içinden sadece aşk geçen dizilerin de izlenmesi gerektiğine inanıyorum. Ekranın orta yerine reyting oltaları sallandırılmadan da dizi izlensin istiyorum. Bu arada Ahh İstanbul için neredeyse tüm kariyerini riske eden Sibel Can'ı da gönülden tebrik ediyorum. Her zaman makyajla, ışıltılı tuvaletler içinde, pırıl pırıl izlemeye alışık olduğumuz o Sibel Can, tüm dizi boyunca makyajsız ekranda. Üzerine bir entari bir hırka geçirip, izleyicinin karşısına geçiyor. "Ye kürküm ye" cumhuriyetinde bir sanatçı için bu nasıl bir fedakarlık, ne denli büyük bir risktir farkında mısınız? Sibel Can'ı kendi isteği dışında tanga ile görüntüleyen paparazzilerin dümen suyuna kapılıp, bu kareyi günlerce ağzına dolayan yazarlar neredeler? Neden şimdi bunu yazmıyorlar? Ahh İstanbul çok önemli bir toplumsal yaraya da parmak basıyor. Gençlerimizin uyuşturucu tuzağına nasıl düştüklerini, ailelerinin onlara nasıl davranmaları gerektiğini bir psikolog, bir sosyal bilimci titizliğinde ekrana taşıyor. Bugün Türkiye'nin en büyük sorunu, uyuşturucu yaşının 12'ye inmesidir. Ama biz günlerdir neyi tartışıyoruz? "Bir gecelik aşka 300 bin dolar verilir mi?.." Yazık... Hem de çok yazık...