Bu lafı eskiden bazı lüks otomobillerin arkasına yazılmış halde görürdük. Hani görmemişliğin 'plaka' hali gibi... Şimdilerde TV 8'in yeni programının ismi olarak karşımızda.
Programı, Survivor'dan tanıdığımız Murat ile Almeda sunuyor. Dünyanın çeşitli ülkelerini geziyorlar. Ama tek farkla: Biri elindeki 10 bin Euro'luk bütçe ile iki gün geçiriyor, diğeri ise 100 Euro ile...
İzlediğim son bölümde ikili, Fransa'nın Nice sahillerindeydi. Keyif sırası Murat'ta, eziyet çekme nöbeti ise Almeda'daydı. Murat son model üstü açık bir Ferrari kiralayıp en lüks otelin suitinde kaldı. Hollywood ünlülerinin ağırlandığı restoranların 300 dolarlık mönülerinden tadıp eğlendiği gece kulübüne 450 dolar ödedi. O sırada Almeda, büyük ihtimalle çarşafları bile değiştirilmemiş, gecesi 50 Euro'luk hostel'in harap odasında konaklıyordu. Kendisine mayo ve havlu alabilmek için bir restoranda yarım gün bulaşıkçılık yapıp yerleri bile sildi.
Format iyi, hoş, eğlenceli de; özellikle hitap ettiği genç kitleyi 'madde bağımlısı' yapma gibi bir tehlikesi var. 'Madde'den kastettiğim ise maddiyat, yani para... Dünyada zevk içinde mutlu yaşamak ile 'sürünmek' arasındaki farkı yaratan tek unsurun 'para' olduğu gibi 'can acıtan' bir alt metni her bölümde okuyup ezberlemek, gençleri yoldan çıkarır mı acaba?