Rıdvan Dilmen'in NTV'de yayınlanan Yüzde 100 Futbol programında derbi sonrası yaptığı yorumları izleyen tüm Fenerbahçeliler'in aklından eminim aynı cümle geçmiştir: 'Haydi Rıdvan Hoca, göreve...' Dilmen öyle isabetli analizler, öyle doğru yorumlar yaptı ki, futbolda taktik zekanın bir derbi maçını kazanmanın en önemli etken olduğu gerçeği ortaya çıktı.
Fenerbahçe'nin dizilişinden taktik varyasyonlarına, oyuncu değişikliklerinden motivasyonuna kadar hemen her konuda söyledikleri bir yorumcudan daha çok, bir teknik direktörün bilmesi gerekenlerdi. Zira Alves'i psikolojik, Emre ve Diego'yu ise fizik olarak yılın en önemli maçına hazırlayamayana ben 'teknik direktör' demem...
Dilmen, kadroların yazılı olduğu grafiklerin yardımıyla Fenerbahçe'nin nasıl yanlış dizilip nasıl hatalı taktik uyguladığını tüm detaylarıyla anlatırken, eminim tüm Fenerbahçeliler içlerinden 'Keşke bunları stüdyodaki barkovizyonda değil de soyunma odasındaki kara tahtada anlatsaydın hocam' diye geçirmişlerdir. İsmail Kartal iyi niyetli bir antrenör. İnsani özellikleri de takdir edilecek cinsten.
Ancak Fenerbahçe gibi bir takımı yönetmek için fazlası gerekiyor. Her şeyden önce zihinsel açıdan 'taktik esnekliğe' ihtiyaç var. Oyunu okuma, rakibe göre taktik geliştirme, oyuncuları mental olarak derbiye hazırlama ayrı bir sanat. Bence Rıdvan Dilmen, camianın kendisine en çok ihtiyaç duyduğu şu dönemde stüdyolardaki yorumcu koltukları yerine, takımın başında, yedek kulübesinde olmalı.

ŞİMDİ TAM ZAMANI
Dilmen, geçmişte bir kez Fenerbahçe'nin başına geçmiş ama başarılı olamamıştı.
Çünkü hem yöneticilik vasıfları açısından tecrübesizdi, hem de o günlerin konjonktürü, Dilmen'in teknik direktörlüğüne uygun değildi.
Şimdi şartlar farklı, Rıdvan tecrübeli. Sezon ortasında yabancı bir hocayı getirmek hem zor, hem pahalı olduğuna göre; Fenerbahçe'nin yapacağı en rasyonel manevra, Rıdvan Dilmen'i kendisine bağlı bir antrenörle birlikte menajer olarak takımın başında konumlandırmaktır.