Bu köşede, eski adı 'gardiyan' olan infaz koruma memurlarının sorunlarını sık sık dile getiriyorum. Bu meslek grubunun özellikle televizyon dizilerinde sürekli 'acımasız, şefkat duygusundan yoksun, kötü insanlar' olarak gösterilmesi, infaz koruma memurlarının içine dert oluyor. Söz bu kez de ekmek parası için bu mesleği icra eden okurumuz Erkan Özçelik'te:
"Elazığ Açık Ceza İnfaz Kurumu'nun eğitim biriminde çalışan infaz koruma memuruyum. Bazen mahkumla birlikte ağladım, bazen ziyaretine gelen evladına evladım gibi yandım ama o dizileri izlerken çocuğum 'Baba siz böyle misiniz?' diye bana sorunca benim halimi tahmin edin. Ben hakkımı helal etmiyorum. Bizi tanımadan ahkam kesenlere yaptığımız işin zorlukları ile birlikte bunun da şerefli bir meslek olduğunu anlatmak isterdim. Anne, baba gibi şefkatli, psikolog kadar insan ruhunu bilen, asker gibi otoriter, öğretmen kadar eğitmeniz. Velhasıl birçok vasfı bir arada taşımak zorundayız. Manavın domatesten, kuyumcunun altından anladığı gibi insandan anlar olduk. Bizi anlamayanlara helal etmiyorum hakkımı işte..."