Büyük ihtimalle izlemişsinizdir. Çünkü salı akşamı tüm haber bültenlerinde yayınlandı.
Sakarya'da hayvanseverler, her üç günde bir yaptıkları gibi araziye terk edilen köpekleri beslemeye gitmişler. Bir kadıncağız elindeki kuru mamaları hayvanlara yediriyor, bir yandan da sevgiye muhtaç köpecikleri okşuyor, seviyor. İşi biten kadın, tam arabasına binip gidecekken puantier olarak bilinen benekli bir av köpeği, arabanın içine atlayıveriyor. Kadın dışarı çıkarıyor, bizimki içeri giriyor. Kapıyı kapatıyor, camdan içeri atlıyor. Camları kapatıyorlar, bu sefer arabanın tavanına çıkıp, adeta 'Beni de alın, ne olur' diye yalvarıyor.
Görüntü, çocuğuna oyuncak diye köpek alıp yazlık dönüşü hayvancağızı sokağa terk eden bütün kara vicdanlılar için ibret belgesi niteliğindeydi. Bugüne kadar hayvanlara mesafeli duranlar bile sanırım bu sahne karşısında gözyaşlarını tutamamışlardır. En katı yürekliler bile bir canlının sokağa terk edildikten sonra neler hissedebileceğini bu sayede görebilmişlerdir.
O afacan, sinemada ve televizyonda keyifle izlediğimiz 101 Dalmaçyalı'dan biri olabilirdi... Ama ne yazık ki, 100 artı 1 muamelesi görüp yalnız bırakılmıştı. Yine de görevini yaptı. Hem şirin ısrarcılığıyla kadını ikna edip onunla birlikte eve gitmeyi başardı, hem de konu olduğu o görüntülerle ortak vicdan yaratıp belki de pek çok arkadaşının hayatını kurtardı.