Bende yalan yok, final için gönlümden geçen ne Turabi, ne de Merve'ydi.
Her ikisini de antipatik bulmuştum.
Turabi haddinden fazla kaba saba, şiddet yanlısı bir sokak kabadayısı görüntüsüyle RTÜK'ün uyarı sembollerinden biri gibi ekranda asılı duruyordu. Merve ise her sporcuda mutlaka bulunması gereken 'hırs'tan öte, 'ihtiras' sahibi bir kadın olarak adeta histeri nöbetleri geçiriyordu.
Ama biraz gün be gün değişen yarışma kuralları ve biraz da halkın zaaflarının yardımıyla ikisi de finale çıktılar.
Peki Turabi neden kazandı, Merve neden kaybetti?
Herkesin üzerinde fikir birliğine vardığı esas sebep, Merve'nin babasının final gecesi söylediği "Benim kızım, Atatürk ve Özal'dan sonra Time dergisine kapak olan üçüncü Türk'tür" sözünün geri tepmesi, aynı zamanda Turabi'nin "Çoluğunun çocuğunun rızkından kısıp kimse bana oy atmasın" lafının SMS getirisiydi.
Bu finalden süzülecek çok ders var. Ben siyasetçilerin yerinde olsam, Survivor'ın son iki final programını alıp kurmaylarımla birlikte defalarca izlerdim. Çünkü Türk seçmeninin tercihini belirleyen kriterlerin öğrenilmesi adına adeta bir laboratuvar gibiydi.
Peki Survivor, siyasetçilere neler mi söyledi?
1-Türk halkı, üstten bakanı, ayrıcalık bekleyeni sevmez, yarı yolda bırakır.
2- Bizim seçmen her şeyden önce 'samimiyet' arar, 'sahici' olanı gönlünde ayrı yere koyar. İsterse o kişi biraz kaba, azıcık sinirli, ağzına geleni düşünmeden söyleyen biri olsun, fark etmez. Hatta dili; sokağa, kıraathaneye, tarlaya ne kadar yakınsa, sempati katsayısı o denli artar.
3- Seçmen için 'bildiği yolda yürüyen' makbuldür.
Halk, rüzgar gülü gibi yön değiştirene asla prim vermez.
Survivor, halkımızın riyadan, yalandan dolandan, entrikadan, fırdöndü siyasetten ne kadar sıkıldığının açık bir kanıtıdır. 'Olduğu gibi görünen, göründüğü gibi olan', halkın nezdinde maça her zaman 1-0 galip başlar.
4- Halk, 'kendi gibi düşüneni, kendi arasından yetişeni, acılarından, yokluklarından haberdar olanı' kendine yakın bulur.
Yani derdine derman ararken, 'doktordan' önce 'damdan düşeni' bekler.
Yukarıdaki kriterler ve karakteristik özellikler, Turabi'nin şansını artıran etkenler olmuştur. Halkın tercihine her zaman saygım var. Ama içimde bazı kaygı ve tereddütler de barındırıyorum. Bundan böyle Turabi'nin başarı hayali kuran gençlere rol model olmak gibi potansiyel bir tehlikenin kapısını araladığını düşünüyorum. "Madem halk böyle davrananları onaylıyor, ben de öyle olayım" diyen gençler, kariyer edinme yolunda kabalık ve şiddetten medet umacak diye korkuyorum. Bir de...
Hayyam'a, Can Yücel'e ve cümle söz ustasına öyle acıyorum ki... Hiçbiri, sadece özlü söz söyleyerek iki yılda 1 milyon lira kazanamamıştı!
