Yazmamaya karar vermiştim aslında, yapımcıların da kaç zamandır 'yazanları' kamuoyuna şikayet ettiği 'emek' meselesinden dolayı. Herkes mükemmel olmak zorunda değil sonuçta; buna inanırım ben... Fakat gerçekten 'iyi film' izlediğinde, nasıl emek verildiğini, kafa patlatıldığını gördüğünde dayanamıyorsun: Başkalarının seni enayi yerine koymasına... Sana 'film' diye acayip bir şey yutturmalarına... Hele hele, komik adamı Emre Altuğ'a oynatmalarına... 'Yok artık' diyorsun. Bu kadar kötü hikaye, bu kadar kötü oyunculuk olur mu ya? E ben anlamıyor olabilirim, eksper değilim neticede tamam, fakat rakamlar da ortada. Üstelik sen böyle düşünürken, yapımcılardan da mailler geliyor sürekli: "Sadakat ve ilişkiler üzerine kahkahalarla izlenen 'Sizi Seviyorum' filmi özellikle kadınlardan büyük ilgi gördü. Ayrıca 18 Eylül'de vizyona giren film haftanın en çok izlenen filmleri arasında yerini aldı..." Tekrar 'yok artık!' Eleştirince, izlenme rakamlarını ortaya koyunca, bu kez 'Türk filmini baltalamaktan' ve 'yanlış rakamlardan' hakkınızda dava açacaklar neredeyse. "Sizin yazdığınız gibi ilk hafta on bin değil, 56 bin kişi izledi filmi" diye açıklama yolluyor yapımcılar bu kez. Doğrudur, ben taaa bayramın son günü gitmiştim ve ortalık korku filmi kaynıyordu. Benim gibi asla korku filmi izleyemeyenler ve film bulamayanlar kendini 'çok komik Erkut'un filmine attı demek ki, yokluktan. Bir de yapımcılar ağlayıp duruyor; '70'i aşkın Türk filmi vizyona girecek, yandık' diye. Kimse merak etmesin, iyi olan kazanacak bence. Herkes emeği kadar hakkını alacak...