Merak, ortak beğeni, heyecan dalgalanmaları, 'gidelim, izleyelim' isteği Türk filmleri adına çok az rastlanan bir durum. Ancak iki gündür 'Ejder Kapanı'na duyulan merak ve beğeni cümleleri beni mutlu etti.
Derdi tasası olan filmlere kafa patlatan Uğur Yücel'in başarılı olmasını istiyor gönlüm çünkü. 'Yazı Tura'dan beri bu böyle!
Kız kardeşine tecavüz edildikten sonra ölüm makinesine dönüşen bir seri katilin yakalanışını anlatan 'Ejder Kapanı' neden izlenmeli? Tadı tuzu yerinde bir film bir kere. Türk Sineması'na şöyle dönüp bir bakarsak, gayet iyi bir polisiye. Atmosferi, kurgusu, hele oyunculukları on numara. Evet Amerikan filmlerinden çıkmış klişe sahneler var, biraz da sırıtmış ama başarılı bir filmin içinde umursanmayacak bile bunlar. Akrep Cello lakaplı polisi oynayan Kenan İmirzalıoğlu çok başarılı.
Onu 'Kabadayı'daki mafyöz abi rolünde izlerken, Türk Sineması'nın en başarılı oyuncusu olduğunu düşünmüştüm, şimdi tam emin oldum. Giydiği takım elbiseler, şivesi, utangaç-taşralı polis tiplemesi gayet inandırıcı. Akrep Cello'nun stajyer polis Berrak Tüzünataç'ı ayartma sahnesi müthiş. Bir kızı tokatlayarak, döverek flört etmesi umarım başka erkeklere örnek olmaz ama seyredilmeye değerdi. Filmi hem yönetme, hem oynama işini çok iyi kotarmış Uğur Yücel.
Kendisi için yarattığı komiser tiplemesi gayet karizmatik. Kalın sesi, sol ayak hafif içeri dönük yürümesi, ciddiyeti falan hayli 'tarz'. Başkomiser rolündeki Sırrı Süreyya Önder çok keyifli. "Hepimizi tayin ettirecek bu herif" tadındaki konuşmaları ve şivesi filme renk katıyor. Filmin sürpriz oyuncuları var; 'Canım Ailem' dizisini sevenler için İlker Aksum, Ezgi Mola mesela. Ceyda Düvenci ve Ozan Güven ise olsa da olurmuş olmasa da. Bir varlar bir yok, 'şöhretli' kontenjanı sanırım. Filmin en önemli yanı ise adalet sistemini sorgulaması.