Eski ABD Başkanı Obama'nın yardımcısı, Demokratlar'ın başkan adayı Biden'ın konuşmasında üç ana nokta var.
Hedefi Erdoğan'ı devirmek. Bunu yapmak için son ziyaretinde muhalefetle yaptığı verimli görüşmelerden bahsediyor. Erdoğan'ı sandıkta devireceklerini söylerken, iki kez "darbe ile değil, sandıkta" diyerek aslında bunu denediklerini ifşa ediyor.
Araçlardan birisi de Biden'ın terimiyle "Kürtler" ama aslında demek istediği elbette HDP ve PKK. Maşa olmaya gönüllü olanların zaten bundan hiç rahatsız olmadığını biliyoruz. Açıklamalara tepki vermek bir yana HDP'li bir hesabın konuşmayı överek paylaşmasıyla herkesin dikkatini çekti zaten.
Üçüncüsü ise seçimlerimize müdahale noktasında pervasızlıkları- nı ortaya koymaktan çekinmemesi.
Biden sayesinde ana muhalefetimiz, Atatürk'ün hepimizin ortaklaşacağı "Bağımsızlık karakterimdir" sözüne veya millî mücadelenin temeli "Manda ve himaye kabul edilemez" ifadesine göndermeler yaptılar. Çok güzel referans, tam isabet. O halde birkaç sorum olacak.
Mesela Biden "Bölgede, özellikle Doğu Akdeniz'de, petrol ve bir dizi başka şeyle ilgili Erdoğan'ın eylemlerini nasıl izole edeceğimize odaklanmalıyız" diyor. Bağımsızlık karakteriniz ise, Genel Başkanınız Doğu Akdeniz'deki varlığımızın uluslararası temelini oluşturan sacayaklarından olan Libya hükümetini savunmamıza neden karşı çıkmıştır?
Öyle ya, Kılıçdaroğlu, "Libya'da ne işimiz var?" derken, Akşener de "Mehmetçik Libya çöllerine gitsin istemiyoruz" diyerek karşı çıkmıştı. Oysa bugün görülüyor ki o anlaşma olmasa ve Libya hükümeti yenilmiş olsaydı, Doğu Akdeniz'de varolmamızın uluslararası şartları olmayacaktı.
Bağımsızlık karakteriniz ise, Fransa Cumhurbaşkanı Türkiye'ye karşı Doğu Akdeniz'deki askerî varlığını artıracağını açıklamışken, neden Genel Başkanlarınızdan "Mavi Vatan" mücadelemizin altını çizen tek satır duyamıyoruz?
Bağımsızlık karakteriniz ise, Kılıçdaroğlu, neden bağımsızlığımıza en büyük tehditlerden olan YPG'yi Suriye sınırımızdan temizleyen harekâtlara ısrarla karşı çıkmıştır. "Afrin merkeze girmeyelim" gibi hem korkaklık çağrıştıran hem de orduya güvensizlik veren söylemlere başvurmuştur.
Bağımsızlık karakteriniz ise, neden CHP ve İYİ Parti'nin Genel Başkan Yardımcıları IMF yetkililerinin ayağına bir otel odasına gitmiş ve gizli görüşme gerçekleştirmiştir?
Bağımsızlık karakteriniz ise, neden her kur hareketlenmesinde Genel Başkanınız adres olarak bize IMF'yi gösteriyor? IMF'den borç alıp da bağımsız kalabilen tek bir ülke biliyor musunuz siz?
Bağımsızlık karakteriniz ise, neden İYİ Parti'nin programında "NATO'ya bağlıyız" minvalinde bir ifade geçmektedir. Şu anda NATO bünyesinde varlık gösteren bir ülkeyiz, bunu belirtmekte beis yok elbette. Ancak bunu parti programında "bağlıyız" diye geçirerek menfaatlerimize göre alan açma iradesini neden gölgelediniz?
Bağımsızlık karakterimiz olmalı gerçekten. Ekonomik ve siyasî bağımsızlığımız için mücadele eden atalarımıza, şehit ve gazilerimize bunu borçluyuz.
