Ankara'da muhalefet kulisini dolaşırken, CHP Grup Başkanvekili Mustafa Özyürek'e rastladım. Bana takıldı: "Yanlış geldiniz"
Oysa niyetim, muhalefetin nabzını tutmaktı.
- Deniz Bey, askerle aynı çizgide gösterilmekten rahatsız mı? diye sordum.
Özyürek, "Biz bir siyasi partiyiz; darbe olmasını arzu eder miyiz?" cevabını verdi.
Öyle bir havanın doğmasını, CHP'nin, kurumlarla kavga etmek istememesine bağladı.
1 Ekim'de Meclis açıldığında, dinlenmiş, hezimet havasını üzerinden atmış bir CHP ile karşılaşmayı umuyorum.
1 Ekim sonrası, yeni anayasa gündemi yoğun bir biçimde işgal edecek. Kuliste bir ara karşılaştığım MHP'li Gündüz Aktan, kendi partisinin vaadleri arasında da "yeni anayasa" bulunduğunu hatırlattı. MHP'nin özgürlük anlayışı ile AK Parti'ninkini telif etmek mümkün olabilir mi? Birkaç noktada çıkan anlaşmazlık, paketin MHP tarafından toptan "kırmızı kart" görmesine mi yol açar?
Yıl sonuna kadar farklı kesimlerden gelen öneriler değerlendirilecek; 2008 yılı başında Meclis'te müzakereler başlayacak. En az 3-4 ay devam edecek zorlu bir süreç. Ve nihayet referandum... Bakalım o noktaya kadar varabilecek miyiz?