Aktütün faciasının istihbarat noksanından kaynaklanmadığı ortaya çıktı. MİT ve Emniyet, karakola saldırı olabileceği konusunda, bir değil, birkaç kere ilgilileri uyarmış. Zaten bu uyarı doğrultusunda, asker sayısı arttırılmış. Neden Kuzey Irak'taki, sınırımıza yakın kamplar bombalanmamış da, "hedef büyütmek" kabilinden asker sayısı arttırılmış? Bir komuta zaafı yaşandığı ortada.
Olağanüstü hal yetkilerini hatırlatan taleplere bakınca, "Birileri, AB ile ilişkileri koparmak üzere tuzak mı kurdu?" diye düşünmek de mümkün.
Savcı emri olmadan evde arama, askerin polis kontrolündeki yerlerde de operasyon yapması, sorgu sırasında avukat bulundurulmaması, gözaltı süresinin uzatılması.
Türkiye'deki istikrar, sadece AK Parti'nin tek başına iktidar olmasından kaynaklanmıyor. AB sürecinin istikrara katkısı unutulmamalı. Son 30 yılda manivelayı sıktık da ne oldu? Aktütün karakol baskını, demokrasi içinde kalarak çözüme ulaşmak iradesini zedelememeli.