Ekonomide güven duygusunu sarsmamak önemli. IMF, zaten bu işe yarayacak. Gecikme, güveni zedeliyor, piyasanın psikolojisi bozuluyor.
Ekonomist Güngör Uras'la konuştum. Uras, "Hükûmet, bankaların arkasında durduğu mesajını bir an önce vermeli" diyor.
Bankaların, sendikasyon kredileri dolayısıyla dışarıya borçları var. Bugünkü uluslararası konjonktürde, vade geldiğinde, krediler uzatılmayabilir. Bu endişe ile finans sektörü, piyasadan döviz topluyor. Doların yükselmesinin en önemli sebebi bu. Kendilerini sağlama almadan, reel sektöre kredi açma konusunda da tereddüt ediyorlar elbette.
Aynı sözleri TMSF Başkanı Ahmet Ertürk'ten de duymuştum. Aklın yolu birse, mutlaka hükûmet içinden, ya da başbakanın danışmanlarından birileri de, bu istikamette telkinlerde bulunuyordur. Sonuçta yumurta küfesi Erdoğan'ın sırtında. Yanlış adım atarsa, millet sandıkta hemen faturayı ona keser.
Güngör Uras reçeteyi veriyor: "IMF, her ülkeye, kotasının 5 katı kadar kredi tahsis ediyor. Türkiye'nin, ilk aşamada, hemen, 9 milyar dolar almaya hakkı var. Başbakan parayı bankalara vermese bile, bu parayla onların arkasında durduğunu kamuoyuna açıklamalı."