Ankara'da Melih Gökçek'in, Murat Karayalçın'a karşı mücadelesinde, SHP'nin 2004'te DEHAP ile giriştiği seçim ittifakını kullanacağı anlaşılıyor. Gökçek, MHP oylarını, özellikle bu şekilde etkileme hesabı yapıyor. İstismara yöneldiniz mi, işin ucunu CHP ve Deniz Baykal'a kadar da götürebilirsiniz. Zira Erdal İnönü'nün genel başkanlığını yaptığı SHP de, 1991'de, Ahmet Türk, Hatip Dicle, Leylâ Zana gibi isimlerin TBMM'ye girmesinin yolunu açmıştı. O tarihte Deniz Baykal SHP'liydi.
Kürt meselesini, sadece dağlarda çarpışarak halledemeyiz. Dolayısıyla, daha sonra tatsız gelişmeler ortaya çıkmış olsa dahi, her şeye rağmen, SHP-HEP işbirliği Kürt kökenlilerin Meclis'te temsilini sağlamıştır. HEP; DEP, DEHAP, DTP gibi çeşitli adlar altında faaliyetini sürdüren, etnik milliyetçilik temelli politikalar üreten ve maalesef terörle arasına bir türlü mesafe koyamayan siyasi oluşumlarla diyalogu canlı tutmak -az ya da çok- sorunun çözümüne katkı sağlayacaktır.
DTP, Diyarbakır ya da Batman belediyelerini AK Parti'ye kaptırmamak için kutuplaşmadan medet umuyor. Oysa inanıyoruz ki, Kürt kökenli vatandaşlarımızın pek çoğu, terör eylemlerinden artık bıktı; bezdi. Kimliklerinin göz ardı edilmeyeceğinden, ya da baskı altında tutulmayacağından emin olsalar, belediyede pekâlâ bir AK Partiliyi görmek isteyebilirler.
Keşke, hükûmet, TRT'nin Kürtçe yayınını erkene aldığı gibi, güven verecek başka tedbirlere de başvursa. Sözgelimi, DTP'nin kapatılmasını önleyecek bir yasal değişikliği gündeme getirse. Hiç değilse, parti kapatılsa dahi kişilere siyasi yasak verilmese. Böyle bir değişiklik, gün gelir AK Parti'ye de yarar. Kişiler siyasi yasak cezası almadığı takdirde, parti kapatmanın da pek bir anlamı kalmayacaktır.
AK Parti, tek başına bu değişikliği gerçekleştiremese dahi, teşebbüs etmesi bile, Güneydoğu seçmenini olumlu etkileyecektir.