Leyla Zana'nın Hürriyet'te barışa yönelik olumlu sözleri yayınlandı. Zana, konuya, AK Parti hükümetinin attığı olumlu adımları önemseyerek yaklaşıyor: 1) Kürt kimliğini inkâr politikaları sona erdi. 2) TRT Şeş insanlara dili ve kimliğini hatırlattı. 3) Ekonomik katkı: Duble yollar; sağlık hizmetlerindeki iyileşme; Kürt ev kadınlarına para desteği. 4) Sınır ötesindeki akrabalarla görüşme imkânı.
Zana'nın beklentileri de röportajda yer alıyor: 1999'dan itibaren Bağımsız Birleşik Kürdistan talebinden Öcalan'ın vazgeçtiğini hatırlatıyor. Birlikte yaşamak için, yerel yönetimlerin güçlenmesi ve demokratikleşme gibi unsurları sayıyor. Demokratikleşme başlığının altında, Kürt kimliğinin anayasal teminat altına alınması ve asimilasyonu önleyecek şekilde küçük yaşlardan itibaren çocuklara ana dilde eğitim verilmesi talepleri var.
Zana'nın olumlu gelişmeleri reddetmemesi, "marifet iltifata tâbi" kabilinden, AK Parti'nin gayretini de arttıracaktır. Ayrıca, Hürriyet'teki beyanatta, 1999'da bölünme fikrinin terk edildiği açık bir dille ifade ediliyor; bunun yanı sıra, "Biz bir aileyiz" demek suretiyle, Zana, duygusal bağı vurguluyor. Leyla Zana, inançları uğruna 10 yıl cezaevinde kaldı. Yeni bir 10 yıl mahkûmiyetle karşı karşıya. Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi, kısa bir süre önce, terör örgütü üyesi olmamakla birlikte, terör örgütü adına suç işlediği iddiasıyla onu, 10 yıla mahkûm etti. Sebep? "PKK terör örgütü değildir; özgürlük ve demokrasi mücadelesi vermektedir; Öcalan Kürt halkının önderidir" demesi. Zana'nın sarf ettiği bu cümlelere tabii ki katılmayabilirsiniz; hatta onun, verdiğimiz şehitlere saygısızlık yaptığını bile düşünebilirsiniz. Ama madem bir problemi halletmeye çalışıyoruz, yasaları da buna göre düzenlemek mecburiyetindeyiz. Bir yandan Türk Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Kanunu, ağzını açana en ağır faturaları kesiyor, bir yandan da, PKK ile uzlaşıp terörü sona erdirmek, arkasından af çıkarmak, hatta Öcalan'a ev hapsi imkânı sunmak gibi seçenekler konuşuluyor. Zana olumlu bir adım attı. Fakat Öcalan'a ev hapsi talep etmesini de, savcılar isterse, terör örgütüne övgü, yardım yataklık kapsamına sokabilir. Yasalarda demokratikleşmeye sıra ne zaman gelecek?