Kemal Kılıçdaroğlu, aylar önce barış sürecine destek amacıyla Erdoğan'la buluştu. Sözde CHP ve AK Parti milletvekillerinin bir araya geldiği bir komisyon kurulacaktı. O günden bugüne bir adım atılmadı. Hem CHP Genel Başkanı "Çözüm yeri parlamento" diye konuşuyor, hem de AK Parti'yle ortak bir zemin oluşturacak teşebbüsü yarım bırakıyor.
Öcalan'ın muhatap alınacağı ortaya çıkınca da Kılıçdaroğlu, "AK Parti'ye kredi veriyoruz" demişti. Ama bu tavrı fazla uzun sürmedi. Artık yangına körükle gidiyor. Aşağıda alıntıladığım cümleleri siyasi istismar kokuyor. İmralı zabıtları ortaya çıktıktan sonra Kılıçdaroğlu şu yorumu yaptı: "Ortaklardan biri olan Öcalan bugüne kadarki süreci açıkladı. Sıra diğer ortakta. Erdoğan'ın tutanaklarla ilgili düşüncelerini kamuoyuyla paylaşmasını istiyoruz."
Kılıçdaroğlu'nun ifadesi sorunlu. Zira:
1) İmralı zabıtları sürece ilişkin açıklamalar değil. Öcalan ile BDP'liler arasında geçen dağınık bir sohbetten ibaret.
Müzakereye dair kilometre taşları, İmralı'dan giden mektuplarda gizli. Ama, CHP Genel Başkanı, o konuşmaları "sürecin bir parçası" gibi takdim ediyor.
2) Öcalan ve Erdoğan'ı "iki ortak" olarak göstermek de siyasi bir söylem; Öcalan ve PKK üzerinden rakibi yıpratmak çok kolay. Kılıçdaroğlu, tarihi bir dönemeçte, küçük hesap peşine düşmüş görünüyor. Bu hali, PKK sorununun çözümü için kredi açtığını söyleyen bir lidere yakışmıyor.