Milliyet'te Mithat Sancar, Kürtlerin nabzını tutarken, KCK Yürütme Konseyi Başkanı Cemil Bayık'la görüşmüş. Bayık, Erbakan'ın, iktidara geldiğinde, yani 1996'da, çözüm için adım attığını söylüyor.
Bunu ilk defa duydum.
Diyor ki: "Erbakan, Suriye devleti üzerinden 3 tane mektup gönderdi. Biz de aynı şekilde Suriye devleti üzerinden cevaben mektup gönderdik. Bu girişimi çeşitli güçler fark etti ve engellemek için harekete geçti. 1996'da, 6 Mayıs'ta, Şam'da Öcalan'ı imha etmek için patlatılan o büyük bombanın esas nedeni buydu. Süreci sabote etmek, savaşı daha da derinleştirmek."
Demek Ergenekon tasfiye edilmeseydi, çözüm süreci kolayca sekteye uğrayacaktı.

***
Taraf'ta Taner Akçam, Ergenekon davasıyla Ermeni soykırımı arasında bir irtibat kuruyor. Diyor ki: "Bugün Ermeni soykırımı hakkında açık ve rahat konuşabiliyorsak, bunun önemli nedenlerinden biri Veli Küçük ve ekibinin tutuklanması ve Ergenekon'un yargılanmasıdır."
Akçam, "Ermeni soykırımı uluslararası bir yalandır" sloganı altında Talat Paşa Komitesi'nin kurulduğunu hatırlatıyor. Bu Komite'de, Veli Küçük, Kemal Kerinçsiz, Doğu Perinçek gibi isimler yer alıyordu.
Görüldüğü üzere, Ergenekon, resmi ideolojinin bir kalkanı olarak görev yaptı. Misyonerlere karşı tavır, "Ermeni soykırımı var" diyenlerin aleyhine operasyon, Kürtlere faili meçhuller ve tabii AK Parti'yi bertaraf etme gayretleri.
***
Taraf'ta, emekli askeri hâkim Ümit Kardaş, Ergenekon'u şöyle tarif ediyor: "Ergenekon'u, devlet içinde derin bir yapılanmadan çok, devletin kendisi, yani asker-sivil bürokrasi ve ona eklemlenmiş bir sivil yapı olarak görmek daha doğru. Cumhuriyetin tekçi ideolojisini tahkim etmeye yönelik çelikten katı bir yapı. Zaten bu yapıda, Türk Silâhlı Kuvvetleri, darbe planlarını rutin bir görev olarak hazırlıyor. Her defasında revize ediyor. Belgeleri saklama gereğini duymuyor. Suç olarak algılamıyor; aksine görev gibi değerlendiriyor. Hatta müdahalenin şartlarını dahi oluşturuyor. Özel Harp Dairesi, Özel Kuvvetler Komutanlığı etkin rol alıyor."
Bu tarife tamamen katılıyorum. Bu yüzden, "Ergenekon'un bir numarası kim, üyeleri kimler" diye araştırmak pek bir anlam taşımıyor. Türkiye'de bu yargılamalar başlayana kadar, siyaset çok küçük bir alana sıkıştırılmıştı. Devletin bekasıyla ilgili konularda, söz sahibi olan ve zaman zaman "ülkeyi uçurumdan kurtaran"(!) asker-sivil bürokrasi değil miydi? Anayasanın dışında, herkesi bağlayan yazılmayan maddeler olduğu söylenmiyor muydu?