Daimi olma yeteneğine deniyor. Kalkınma ile çok fazla yan yana getiririz.
Sonuna konulan kelime, o alanda "daimi olma" yetenek talebidir. TÜSİAD, Sürdürülebilir Turizm raporunu takdim ederken Başkan Ümit Boyner, sürdürülebilir kalkınma için turizmin referanslarına değiniyor ve mevsimsellik engeline dikkat çekiyor.
Rapora göre sürdürülebilir turizmin, ekonomiklik ve süreklilik, yerel refah, istihdam kalitesi, sosyal eşitlik, ziyaretçi memnuniyeti, yerel kontrol, toplumsal refah, kültürel zenginlik, fiziki bütünlük, biyolojik çeşitlilik, kaynak verimliliği ve çevresel saflık olmak üzere 12 uluslararası hedefi bulunuyor.
Derneğin Turizm Çalışma Grubu Başkanı Zeynep Silahtaroğlu Baykal'ın raporu sunumundan, ülkemizin turizm rekabet gücünde 55'inci sırada olduğunu öğreniyoruz.
Küresel gelire doğrudan 2 trilyon $ katkı sağlayan turizm, Türkiye'de milli gelire katkı yeteneği açısından ülkemizi 13'üncü sıraya yerleştiriyor. İstihdama katkı ölçeğinde de dünya 27'ncisi. Türkiye'nin tarihi ve coğrafi potansiyelleri açısından bakınca kendimizi turizmde de "orta gelir tuzağına" düşürdüğümüzü söylemek mümkün.
Ancak, TÜSİAD gibi uzmanlık merkezleri oluşturmada 40 yıllık geçmişe sahip STK'mızın, daha nitelikli rapor ve çözüm önerileri beklentimi, turizm alanında karşılamamış olduğunu gördüm. Dünyada turizm algısı, son 10 yılda radikal değişime uğradı. Ziyaretçi sayısı ve çevre üzerinden sektörü okumak sona erdi. Sosyal medya, turizm ve turist kavramlarını yeniden tanımladı.
Mekân odaklı turizm, macera ve deneyim kavramlarıyla yer değiştirdi ve bu yeni paradigmalarla geleceğe bakan uluslar, daha nitelikli stratejiler ürettiler. Türkiye'de URAK'ın benzer çalışması dışında fazla rapor yok. Bakanlığın derdi de değil zaten. Sürdürülebilirlik, dünün değer yargılarıyla yarına bakarak sağlanamayacağına göre daha iyi raporlar üretmemiz şart.