Sudan'da Afrika'da yatırım yapabiliyorsak, neden Şırnak'ta Cizre'de yapmayalım? Tarkan Kadooğlu, TÜSİAD'ın Cizre Buluşması'nda böyle diyordu. Sahi, neden?
Çeyrek yüzyıldan fazla bölgeye gider gelirim.
Binlerce işadamıyla geldik, yedik içtik, gördük, gezdik ve döndük.
Ama yatırım yapmadık.
Terör öncesinde, Batı'ya dahi yatırımda zorlanıyorduk. Derken büyüdük ama bölge terör ve şiddetin yörüngesine girdi. Ve çok yüksek bedeller ödeyerek çözümü ortak fikir haline getirdik, neticede buradayız.
Burası dediğim El Cezeri'nin kenti. 800 yıl önce ettiği söze her konferansımda referans verdiğim, sibernetikin kurucusu, Cizreli İsmail Ebul-iz'in memleketinde "hayata geçirilmemiş her bilgi, doğru ile yanlış arasında bir yerdedir."
Bugün çözüm, fikir olmanın ötesine taşıyor ve El Cezeri'nin dediği gibi hayata geçirilerek doğrulanıyor. Tam da bu noktada, çeyrek asırlık bölge ziyaretlerini, pozitif ayrıştırıyor ve "bu defa farklı" dedirtiyor bana. Kırmızı Medrese (antik Cizre Üniversitesi) 800 yıl önce, etnik, felsefi ve ideolojik farklılıkların bileşkesinde El Cezeri'leri yetiştirmişti.
Farklılıkları perdeleyip kendi hazinemizin dilencisi olduk ve buna terör belası dedik. Şimdi aynı insanlar sosyal kültürel ve ekonomik entegrasyonun hazinelerini inşa ediyor.
Talepler farklılaşıyor ve gazla bombayla değil, bölgenin işadamı, ihracatta geride bıraktığı illerle anılmak istiyor. Bir tarafı Suriye, diğer tarafı Irak, yakın geleceğinde yeni zenginlik deltasında yer almak istiyor. Tek kanatla geleceğe uçamayacağını biliyor ve kızlarını, gençlerini bu enerjiye katmak istiyor. Küçük olsun benim olsun zihin yapısını dönüştürmek, ortağı TÜSİAD ile fark yaratmak istiyor.
Yalnız bu farkı kalıcı kılmak için barışı da kalıcı kılmak şart. Yetmiyor, aşiretten bireye, üretmeye, evrensel değerlere zıplamak gerekiyor. El Cezeri bunu yaptı, yine yapabiliriz.