Türkiye, başta Kürt sorunu olmak üzere içeride yaşadığı temel sorunları çözmek için "özgürleşmek ve zenginleşmek" zorunda... Başarı bu ikisini at başı götürebilmekte. Bu nedenle küresel krize rağmen ekonomide, iç siyasi gerginliklere rağmen de demokrasi alanında yeni adımlara ihtiyacı var.
Önceki gün TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy'la konuştum. Son yıllarda turizmde atak yapan Türkiye'nin bu yıl ne yaptığını sordum.
Ulusoy biraz sitem ederek başlıyor konuşmaya; "Şu kriz lafından hiç hoşlanmıyorum. Birileri neredeyse yağmur duasına çıkar gibi kriz duasına çıkmış durumda. Oysa ben piyasanın içindeyim, Dünyada 10 şiddetinde küresel bir kriz yaşanırken, bize 3 şiddetinde artçı sarsıntılar olarak yansıyor. Bunu abartmanın anlamı yok. Turizm sektöründe şu anda kriz yok. Türkiye artık turizmde karar veren ülkeler arasında. 60 ülkeden davet var bize. Onlara moral vermek durumundayız."
Bu yıl turist sayısında yüzde 15'lik, müzelere girişlerde ise yüzde 47'li bir artış olduğunu söyleyen Ulusoy, Türkiye'nin daha çok yatırıma ihtiyacı olduğunu şu sözlerle dile getiriyor:
"Bizim de hükümetin de morale ihtiyacı var. İşin olumlu yanına bakıp moral bulmamız gerekiyor. Bugün 48 havaalanı olan 350'ye yakın uçağa sahip bir ülkeyiz. Ama yetmiyor. İstanbul'a yeni bir havaalanı istiyoruz. Bunları konuşmuyoruz krizi konuşuyoruz."
TURSAB Başkanı Ulusoy bir an durup geçmişi hatırlatıyor:
"Türkiye bugün sınırları aşan bir etkinliğe ve güvene sahipse bunda demokratikleşme ve ekonomide atılan adımların büyük katkısı var. Ben turizmin içinden gelen biri olarak 2001 yılında nasıl bir kriz yaşadığımızı çok iyi biliyorum. Yüzde 750 faiz ödeyen bir dönemden geldik bugünlere... O günleri yaşamamak için daha çok çalışmamız ve birbirimize pozitif enerji vermemiz gerekiyor."