Washington'daki son gecemizde Türkiye Büyükelçiliği Rezidansında Büyükelçi Namık Tan ve eşinin verdiği akşam yemeğine katıldık.
Yemekte AB Bakanı Egemen Bağış, ekibi ve TBMM İçtüzük Komisyonu üyeleri vardı. ABD Kongresi'nin içtüzüğünü incelemek için gelen komisyon üyeleri AK Partili Haluk İpek, Mustafa Elitaş, CHP'li Oğuz Oyan, BDP'li Hasip Kaplan'la ayaküstü de olsa başkanlık sistemi ve Meclis içtüzüğü üzerine konuştuk.
AB Bakanı Bağış o sohbet sırasında BDP Milletvekili Hasip Kaplan'la ilgili ilginç bir anısını anlattı.
2002 yılında yeni milletvekili seçilen Bağış, İzlanda'da biri İngiliz, biri Fransız iki milletvekiliyle yemeğe gider. Yemek siparişleri verilirken, şef garson nereli olduklarını sorar. Bağış, Türk olduğunu söyleyince garson heyecanla sorar:
"Sophia Ansen'i tanır mısınız?"
Bağış "hayır" der ama Sophia adı birkaç gün kaldığı İzlanda'da peşini bırakmaz. Nereye gitse, Türk olduğunu öğrenen herkes "Sophia'yı tanıyor musunuz?" diye sorar. Ve merak edip araştırır. Meğer 90'lı yıllarda iki kızı için Türkiye'ye gelip hukuk savaşı veren İzlandalı anne Sophia İzlanda'da çok meşhur... Avukatı da bir o kadar bilinen bir isim Hasip Kaplan. Peki, kızları kaçıran baba Halim Al'ın avukatı kim?
Bugünün Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı...
AİHM'ye kadar giden davayı İzlandalı annenin kazanmasına rağmen baba kızlarıyla görüşmesine izin vermez.
Kaplan çözümü avukat Yazıcı'ya gitmekte bulur:
"Gidip Hayati Bey'le konuştum. İkimiz anneyi de alarak Sivas'a gidip baskın yaptık. Sophia'yı ilk kez çocuklarıyla buluşturduk."
Bazen hukukun bile çaresiz kaldığı yerlerde "insan" devreye girdiğinde çözüm mutlaka bulunur.