7 Haziran seçim sonuçlarını AK Parti için küçük ölçekli bir deprem olarak nitelemiştim. Seçmen hem AK Parti'yi uyarmış, hem de toplumda biriken gerilimi azaltarak "sandıkla" da değişim olabilir duygusu yaratmıştı.
Bu gerçeği muhalefet cephesi görmedi. Ve tam aksini yaptı, siyaset üretmediği gibi, siyaset kanallarını bile tıkadı. Ve 1 Kasım'da büyük bir depremle sarsıldı. Muhalefet partilerinin 1 Kasım'da yaşadığı depremin ayak seslerini 7 Haziran'dan hemen sonra 14 Haziran 2015'te yazmıştık:
"Bu seçim sonuçlarıyla Türkiye, biriken kötücül enerjiyi 7 büyüklüğünde bir deprem yerine 5 büyüklüğünde bir depremle açığa çıkardı. Otoriterlik iddiaları çöktü, hizmet ve çözümcü siyasetin değeri anlaşıldı. Dahası iki otoriter partiye yönelmenin ne anlama geldiği de kısa zamanda görülecek."
Görüldü de; iki küçük parti 1 Kasım'da ciddi oy kaybetti. Özellikle MHP, şimdi artçı depremlerle sarsılıyor. İstifaların, itirazların ardı arkası kesilmiyor. Herkes bu tepkilerin yönetime nasıl yansıyacağını merak ediyor. Henüz netleşmiş bir şey yok ama birkaç koldan hazırlık var.
En dikkat çekici olanı, daha önce bizzat Devlet Bahçeli tarafından önleri kesilen Meral Akşener ve Sinan Ogan etrafında yoğunlaşan hazırlık. İzmir'den Müsavat Dervişoğlu, Ankara'dan da sürpriz isim Mansur Yavaş'ın devrede olduğu bir hazırlıktan söz ediliyor. Geçtiğimiz cumartesi İstanbul'da bir düğünde adı geçenlerden Akşener, Ogan ve Dervişoğlu tesadüfen de olsa bir araya geldi. Bu bir araya geliş, farklı yorumlanmaya müsaitti çünkü grubun düğünle yetinmediği "düğmeye basmak için" düğün sonrası özel bir toplantı yaptıkları söylendi. Bu da kulisleri hareketlendirmeye yetti.
Peki, tüm bunlar MHP'de kongreyle yönetimi değiştirmeye yeter mi? MHP tüzüğünü bilenler bunun mümkün olmadığını söylüyor. Denilen şu: MHP tüzüğü, imza toplansa bile genel başkan Devlet Bahçeli'yi en azından ilk kongrede değiştirmeye izin vermiyor. O isterse ancak değişim olabilir. Bir MHP'linin deyimiyle "MHP, artık Bahçeli'nin tapulu malı gibi."
Belki de bu yüzden eski Ordu Milletvekili Rıdvan Yalçın gibiler Devlet Bahçeli'ye adeta yalvarırcasına şöyle sesleniyor: "Bu seçim liderlerin seçimiydi ve tek mağlup biz görünüyoruz. Tablo budur ve tevil kabul etmeyecek kadar nettir. Bu bir yıkım, bu bir hüsrandır. Onun için sevgili genel başkanım bilmem ki size kadar ulaşır mı bu isyan, artık bırakınız."
Aslında MHP Genel Başkanı Bahçeli ve ekibi, bu isyan seslerini duymazdan gelseler de, kongre girişimlerini tüzük yetkisiyle engellemeye çalışsalar da kendi sonları değişmeyecek.
Artık, İzmir'den Adana'ya, Türkiye'nin dört bir yanında başlayan toplu istifalar sürdükçe o koltuklarda oturmak kolay değil.
Her herhangi bir parti, seçimde aldığı derin yenilgiyi ancak kendini yenileyerek aşabilir. Ayrıca, bu ülkede yeni anayasa hedefi koyan, terör ve şiddeti devreden çıkarmada kararlı güçlü bir siyasi irade varsa, MHP gibi milliyetçi bir partinin sosyolojik taban bulması zor. Hele bu parti her şeye "hayır" diyen bir muhalefet yaparsa işi çok daha zor.
