Bir erken seçim olasılığı ufukta görünmüyor ama siyaset kulisleri bir hayli hareketli. Hareketli çünkü AK Parti içinden ayrılan AKP'liler iki yeni parti kuruyor. Bir yanda eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül destekli Ali Babacan, öte yanda kılıçları erken çeken eski başbakan Ahmet Davutoğlu...
Anketlerde yeni bir partiye ihtiyaç görülmese de onlar yola çıkmaya kararlı. AK Parti'yi yüzde 50'nin altına çekme planları sadece onları değil, her koşulda destek veren CHP'lileri de heyecanlandırıyor.
Tabi bu iki partinin yeni ne söyleyecekleri, nasıl bir siyaset izleyecekleri, kimlerle yola çıkacakları merak edilse de asıl merak edilen kendi aralarındaki ilişki...
O ilişki önümüzdeki sürece nasıl bakıldığının da işaretini verecek. Ortada birkaç seçimdir yeni siyaset üretmeden devreye sokulan bir siyaset mühendisliği projesi var. Doğal bir siyasi ittifaktan çok, AK Parti'yi iktidardan etmek üzerine kurulu bir proje bu.
Bunun en uç örneğini son cumhurbaşkanlığı seçiminde gördük. Eğer o seçimde Meral Akşener karşı çıkmasaydı CHP Abdullah Gül'ü aday yapacaktı.
O proje hâlâ devam ediyor. İşte önümüzdeki süreçte siyaset sahnesinde göreceğimiz iki yeni parti de bunun için kuruluyor.
Çünkü hâlâ ne CHP tek başına yüzde 25'i geçebiliyor ne de Babacan-Davutoğlu ikilisi böyle bir umut veriyor. Saadet Partisi'nin de yeterli olmadığı görüldü. Bu yüzden AK Parti'yi tırtıklayacak yeni partilere ihtiyaç var.
Şimdi gelelim bu iki partinin kendi aralarındaki ilişkiye...
Davutoğlu istiyor görünse de Babacan araya mesafe koymayı tercih ediyor. Onların bu ilişkisi, siyaset kulislerinde bir görev paylaşımı olarak da yorumlanıyor. Bir anlamda danışıklı dövüş gibi. Hatta buna "Yeni Tavşan Parti Projesi" bile diyenler var. Kamuoyunda oluşturulan şu havaya bakın.
Israrla bir kesim, özellikle de CHP'liler; Davutoğlu'nu daha "İslamcı-radikal", Babacan'ı ise "daha liberal" gösteriyor. Bir yanda yumuşak, kavga istemeyen makul bir Babacan var, öte yanda daha sert hatta yeri geldiğinde saldırgan olabilecek bir Davutoğlu... Biri AK Parti'nin içine yumuşak seslenecek, öteki agresif ve öfkeli.
Son Şehir Üniversitesi Vakfı olayı bu açıdan turnusol kağıdı gibi oldu. Davutoğlu direkt sorumlu görünse de Cumhurbaşkanı Erdoğan, Babacan'ı hatta Mehmet Şimşek'i de sert biçimde suçladı. Ama en sert tepki daha çok Davutoğlu'ndan geldi. Kılıçları çekti saldırıya geçti. Bu kavga daha da derinleşecek gibi görünüyor. Daha önce, "konuşursam yer yerinden oynar" misali açıklamalar yapan Davutoğlu'nun, böyle gider ve tartışma büyürse çok daha agresif çıkışlarına tanık olabiliriz.
AK Parti-Davutoğlu kavgasını CHP elbette ellerini ovuşturarak izleyecek. Ama asıl sevinecek olan Ali Babacan ve arkasındakiler. Bütün sevecenliğini takınarak şöyle demesi kimseyi şaşırtmayacak: "Bakın bunlar kavga ediyor, biz kavga istemiyoruz"
İşte bu noktada Davutoğlu'nun partisine Gül- Babacan ikilisinin "tavşan partisi" gözüyle bakılıyor. O kavga edip alan açacak, Babacan da "cici çocuk" olarak parsayı toplayacak.
Tavşan partisi benzetmesi daha çok Ankara ve İstanbul'daki işadamları arasında konuşuluyor. Onlara göre Davutoğlu'nun partisini "Tavşanlaştıran" da AK Parti'yle kavgayı üstlenmesi. Sonrası için de şu söyleniyor:
"Son noktada bunlar birleşir" Tavşan parti için küçük bir not: Siyasette bir erken seçime girmek için "sıfırdan teşkilatlanmak yerine" var olan küçük bir partiyi ele geçirme yöntemi. Ele geçirilen partiye "Tavşan parti" deniyor.
