Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok'un açıklamasından bayağı tedirgin olduk.
Özok dün baro başkanları toplantısında, yeni TCK, CMUK, İnfaz Yasası gibi peşpeşe çıkan çok önemli hukuki düzenlemelerin savcı ve yargıçlarca özümlenmesinde ciddi sıkıntılar bulunduğunu anlattı, şöyle dedi:
"Görüştüğüm savcı ve yargıçlar inanılmayacak kadar dertliler. Kendilerini yeniden hukuk fakültesine girmiş kadar yasalardan uzak hissediyorlar."
Bu ilk uyarı değil. Daha önce Yargıtay Başkanı Osman Arslan yeni yasaların uygulama sorunlarından yakınmış ama yoğun gündemde kaynayıp gitmişti. Şöyle demişti Arslan:
"TCK baştan sona yenilendi. Yeni yasanın yorumlanması ve yeni içtihatlar oluşturulması gerekiyor. Yargıtay'a bunun için iki yıl gerekiyor."
Bu koşullarda özellikle geçiş döneminde, uygulamadaki sıkıntılar nasıl aşılacak? Gerçi 5.500 yargıç ve savcıya TCK seminerleri veriliyor. Ayrıca Meclis, 1 Nisan'a kadar görülecek davalarda ve kararlarda yeni TCK'nın lehte olan maddelerinin öncelikle dikkate alınmasını hükme bağladı.
Ancak yine de geçiş dönemi dosyaları çok büyük ölçüde yargıcın takdir hakkına ve vicdanına emanet edilecek.
Çarşaf çarşaf yayınlanan doğruyanlış kasetlerle yargıya güvenin aşınmasını görmenin üzüntüsü içindeki savcı ve yargıçların, böyle bir ortamda hata yapmamaları için dua ediyoruz.
Yargıya yönelik yayınlar için de elimizden "insaf"a davetten başka birşey gelmiyor. Ve geçen Eylül'de, yeni Adli Yıl'ın açılışında Yargıtay kıdemli Başkanvekili Mater Kaban'ın konuşmasından bir bölümü hatırlatıyoruz: "Yargıda doğrunun bulunup adaletin gerçekleşmesi kadar, yargıya güven ve saygı da çok büyük önem taşır. Güven duyulmayan bir yargının adil olduğundan, toplum vicdanını tatmin ettiğinden söz edilemez.
Güven ise kazanılması çok zor, kaybedilmesi çok kolay bir duygudur."