Size "Kardeşim" dememe bile kızıyorlar. Aslında "siz" değil "Biz." Çünkü bugün başlamadı kardeşliğimiz. Kardeşliğimizi çekemeyenlere hiç aldırmıyorum. Çünkü sizler benim kardeşimsiniz. Kardeşliğin en güzeli olan din kardeşimsiniz.
"Kardeşlik" söylemleriyle Kürtleri avuttuğunuz yeter" diyorlar. Din kaldırılıp bir köşeye atılsın istiyorlar. Oysa bizi bir arada tutan kardeşliğimizin mayasıdır din. İnandığımız Allah, bizleri "Kardeş" kılmışken "hayır biz kardeş falan değiliz", "Etle tırnak değiliz" demek ancak bu dine düşman olanların işidir.
***
Geçmişte yaşadığınız bütün acıları yüreğimde hissettim. Acınızı acım bildim. Diyarbakır Cezaevinde işkence görenleri duyduğumda küçücük çocuktum ama büyüyüp size yapılan işkenceleri okuduğumda gözlerimden yaşlar süzüldüğünü dün gibi hatırlıyorum.
Dilini konuştuğu, türküsünü söyleyemediği için hor görülenlerin öyküleri günlerce aklımdan çıkmadı.
***
Gecenin bir yarısı beyaz Toros arabalarla götürülen çocukların, gençlerin, büyüklerin 17 bin "fail-i meçhul" sepetine atıldığını, kireç kuyularına, kara toprağın altına doldurulduğunu unutmadık.
Kendi anadilinizi konuşturmadılar size. Çocuklarınız Türkçe bilmiyor diye öğretmenlerinden az dayak yemedi. Ceberut devletin zulmü altında mazlum ve mahzun bırakılmıştınız. Dilimiz yettiğince elimiz uzandığınca lanet ettik siz kardeşlerimize yapılanlara.
***
Tüm bu yaşananların ardından bütün bu mazlum bırakılmışlığınız karşısında bir lider çıktı ortaya; Recep Tayyip Erdoğan.
Erdoğan ortaya çıktı ve size yapılan bütün asimilasyon, ret ve inkâr politikalarını elinin tersiyle itti. Hem de her türlü politik riski sırtlanarak, akıllara getirilmesi bile "tehlikeli" sayılan icraatlara imza atatarak.
Demokratik adımları attı. İnsanlar, özgürce Kürtçe konuşabiliyor, yazabiliyor, özel okullarda anadilde eğitim görebiliyor, Kürdoloji Enstitülerinde yükseköğretim görüyor.
Artık Kürtçe propaganda yapılıyor, mahkemelerde Kürtçe savunma veriliyor. Devlet kanallarında Kürtçe filmler izleniyor, Kürtçe türkülerle halaya duruluyor artık.
Kürtlerin gasp edilen bütün hakları, özür dilenerek iade edilmedi mi? Çünkü Kürt kardeşlerimiz bu ülkenin öz, eşit vatandaşı ve bizler bin yıllık din kardeşleriz.
***
Geçen yıl DAİŞ Kobani'ye saldırdığında 2 günde 200 bin Kürde kim sınırlarını ve gönlünü açtı?
Yaralı PYD'liler bile Urfa'daki hastanelerde tedavi edilmedi mi?
Dünya Kobani'yi seyrederken Peşmergelerin Erbil'den Kobani'ye silahlı şekilde geçmesini kim sağladı?
Tüm bunlar hangi stratejik akılla hangi çıkarla yapıldı? Sadece bin yıllık kardeşlikle yapılmadığını kim söyleyebilir?
***
Ama şimdi "Kürt siyasetini ben temsil ediyorum" diyenlerin sözlerine bakın.
PKK ve HDP'nin özetle, "En büyük düşman T.C. ve TSK değil, Erdoğan ve Akepedir" sözlerindeki adaletsizliği hangi Kürt izah edebilir?
En büyük düşmanları Erdoğan. En büyük düşmanları AK Parti(!)
Şimdi elimizi vicdanımızı koyup son 13 yılı hatırlayalım ve soralım.
AK Parti ve Erdoğan, Kürtleri faili meçhullerde kaybedenlerden, işkencelerde katledenlerden daha mı 'zalim' gerçekten?
