Derbi yenilgisi, sakatlar ve cezalılarla birlikte hiç denenmemiş orta saha ve ön tarafla sahadaydı Fenerbahçe...
Salih ve Selçuk ikilisi mümkün olduğunca bölgelerini kontrol etmeye çalıştı. Mehmet Topuz ile birlikte topu ileriye taşımaları gerekiyordu ama beklenen yardımı alamadılar.
Bu kez bekler devreye girdi, pas köprüsünde topu kanatlara taşıdılar. Bu kez de Stoch ile Krasic'in etkisizliği devreye girdi. Pozisyon yaratabilecek pas da üretemediler, orta da atamadılar. Semih uzun süre sonra bulduğu ilk on bir şansı içinde sahayı enine ve dikine dolaştı durdu. Hücum etmek adına ne yaptığını en iyi bilen de oydu. Hiç olmazsa, orta sahasını rakip ceza alanına çekti.
Sivasspor, Grosicki'nin yokluğunda Erman Kılıç'ın sağ kanada çekince, orta sahadaki hazırlık üssünü de ceza alanından uzaklaştırdı. Mehmet Nas hazırlayan değil, pozisyon kovalayan haline dönünce, şutlar ve duran toplar dışında Sivasspor'da tehlike yaratamadı. Tribünlerde büyük boşluklar vardı. Basketboldaki Galatasaray derbisinin, bu maçla aynı saatte denk gelmesi, kulüp başkanının bile stat yerine salonu tercih etmesine de sebep oldu. Tribün ile saha köprüsünde bir sinerji oluşmayınca, sanki antrenman maçı havasında yaşandı ilk 45 dakika...
Aykut Kocaman etkisi, ikinci yarıda kendini belli etti. Daha konsantre, ne yaptığını ve görevini bilerek oynamay başladı Fenerbahçe. Sow- Baroni değişikliğinden saniyeler sonra ilk golün gelmesi, Krasic'i de kendini getirdi. Ayağındaki her topu kaybeden oyuncu, daha etkili ve doğru koşular yapmaya başladı.
Sivasspor gibi ligin en iyi hücum eden takımını kendi sahasında tutmayı başararak, Mert Günok'un kurtardığı penaltı ile de ikili averaj için avantaj sağladılar.
Psikolojik olarak da, rakip kalitesi olarak da zor maçı kazanmayı başarmak, önemli bir takım karakteri. Salih-Selçuk ile doğru bir ikili de yakalanmış gibi gözüküyor.