Dün gece İnönü Stadı'nda futbol kalitesi düşük ve zevksiz bir ilk devre izledik. Beşiktaş ilk yarıda oyunun büyük bölümünü rakibini geride alan daraltıp, kalabalık biçimde karşılayarak geçirdi. Kazandığı toplarda hiçbir organize atak geliştiremedi. İleride top tutamayıp, alışılmış coşkulu oyunlarını sergileyememeleri hücum gücünü sıfıra düşürdü. Antalyaspor rakibine oranla pas trafiğindeki artısını değerlendirerek topa sahip oluyordu. Maç başında da iki pozisyon buldular ancak sonra dikey paslar yerine sürekli enlemesine pasları düşünmeleri pozisyon şanslarını ortadan kaldırdı.

OĞUZHAN FARKI
Beşiktaş ikinci yarıya ilk yarının tam aksine tempolu ve istekli başladı. Biraz geç de olsa Oğuzhan'ın oyuna girmesi ve kısa sürede yaptığı başarılı asistle Olcay'ın çok klas bir gol atması takımın vitesini üst düzeye çıkardı. Sahanın her yerinde rakibe pres yapan, oynatmayıp kendi oynayan bir takım gündeme geldi. Dört tane de net pozisyon kaçırdılar. Sonunda ikinci yarıdaki başarılı futbollarıyla önemli bir 3 puan kazandılar. Oyunun gidişatını takımı lehine değiştiren Oğuzhan sahadaki en başarılı isimdi. Olcay da ikinci yarı başarılıydı. Ayrıca Necip'i de beğendim. Antalya ligin ikinci yarısında inanılmaz bir düşüş içerisinde. Bunun da bir numaralı sebebi yabancı futbolcularının tümünün fizik açıdan çok yetersiz olmaları. Mehmet Özdilek'in yürüyecek hali olmayan Aissati'ye 91 dakika tahammül göstermesine anlam veremedim. İkinci yarıda oyun olarak her yönüyle teslim oldular. Ndjock'un kurtarışları olmasa büyük bir farkla yenik ayrılırlardı. Hakem Mete Kalkavan bazı hatalar yaptı ama kendine özgüveni olan soğukkanlı bir hakem tipini sahaya yansıttı. Uzatmalar bittiğinde Antalya'nın kazandığı korneri attırması çok doğruydu ama o korner ikinci kornere dönüştü. Onu attırması ise büyük hataydı. O korner gol olsa başı çok ağrırdı.