A Milli Futbol Takımımız, Andorra karşısında ilk yarıda hırslı, tempolu, ayağa çabuk paslarla oyuna genişlik kazandırarak ofansif girişimlerde bulundu. Zayıf rakibin üst düzey pas yetersizliği doğal olarak hücumda sürekli devamlılık şansı veriyordu. Ancak 35. dakikadaki ilk golümüze kadar Burak'la kalecinin kurtardığı tek pozisyon bulabildik. O da Andorra'nın geriden çıkarken hücum preste kazandığımız topla defansı dengesiz yakalamamız sonucuydu. Yoğun baskıda pozisyon sıkıntısı çektik; çünkü kalabalık alan daraltan savunmalara karşı alışılmış biçimde set oyunumuz çok yetersiz. Rakip çok zayıf olsa bile bu rahatsızlık gündeme geliyor.

EKONOMİK KULLANIM
Umut Bulut'un akılcı kafa golünden sonra rahatladık. Umut kısa süre sonra da uzaktan çok güzel bir golle işi bitirdi. İki farklı skor avantajı ikinci yarı için çok önemli Romanya deplasmanını düşünerek fizik gücümüzü ekonomik kullanma düşüncesini de birlikte getirdi. İkinci yarıda da rahat bir oyunla farkı artırdık ve önemli maç öncesi moral depoladık. Fatih Terim'in Milli Takım'ın başına teknik direktör olarak gelmesiyle Ay-Yıldızlı oyuncularımız da daha istekli ve motive olduklarını gösterdiler.

YEDEK UMUT COŞTU
Bu maçta ilginç detaylar şöyleydi:
1- Galatasaray'da şartlar gereği yedek kalan Umut Bulut'un başarılı performansı ve hat-trick yapması.
2- Attığımız ilk 4 golün ve kaçanların tümünün Burak Yılmaz ve Umut Bulut tarafından olması.
3- Oyuncularımızın son saniyede Arda Turan'ın attığı gol dışında skor bulamayışları.