Volkan Demirel iyi bir kaleci. Ayrıca yürekli bir kişiliğe sahip. Ancak saha içinde bazen kendisini kaybediyor. Öfke kontrolünü sağlayamıyor. Bu tip durumlarda maç bittikten sonra da bir müddet eylemlerine devam ediyor. Bu yüzden de toplumun her kesiminden tepkiler aldığı gibi takımına da kendisine de ciddi zararlar veriyor.
Ben Volkan'ın bir çok kişinin söylediği gibi yaptığı yanlışların planlı olduğuna inanmıyorum. Bu düşüncemi haklı çıkaracak da önemli bir örnek var. Euro 2008'de Çek Cumhuriyeti'yle yaptığımız 2 takımı direk ilgilendiren grup ikinciliği maçında kazanan çeyrek finale çıkıyor. Averajlar eşit olduğundan beraberlikte penaltı atışları var. Son 15 dakikaya 2 farklı yenik giriyoruz. Ve müthiş bir geri dönüşle son dakikalar içinde öne geçerek, adete bir mucizeyi gerçekleştiriyoruz. Hem tüm takımda, hem kulübede hem de tribünde müthiş bir sevinç var. Öyle bir tabloda top oyunda değilken Volkan rakibine yaptığı kasıtlı bir hareketle kırmızı kart görüyor. Oyuncu değiştirme şansımız da kalmadığından uzatmalarla birlikte kalan 5 dakika kaleye Tuncay şanlı geçiyor. Neyseki kaleye topu getirmeden maçı bitiriyoruz. Eğer kalan bölümde 1 gol yesek iş penaltılara kalacak. Bir kalede Petr Cech, bir kalede Tuncay Şanlı. Fair play dışı olayları planlayan bir insan hiç böyle bir maçta durduk yere kırmızı kart görür mü? Fatih Terim yapısı itibariyle her zaman futbolcularının arkasında durur. Hak edene de cezayı bire bir keser. Ama yine de onlara sahip çıkıp formayı verir. Volkan da bugüne kadar Çek Cumhuriyeti maçındaki harakirisine rağmen Terim'den aynı uygulamayı gördü. Ama bu defa Volkan'ı aday kadroya almadı.
Volkan Demirel artık şapkasını önüne koyup zaman zaman sahneye çıkan olumsuz kimliğine ivedilikle dur demelidir.
