Beşiktaş- Bursaspor maçı beklendiği gibi heyecanlı bir mücadeleye sahne oldu. Bilhassa son 10 dakika nefes kesti. Beşiktaş ile ilgili her zaman söylediğim bir teşhisim var: Takım tempolu, istekli, presli, dikine futbol oynuyor. Ama hücum zenginliği için iki ismin performansı çok önemli. Demba Ba ve Gökhan Töre... Ligin ikinci yarısında fizik olarak güçsüz gözüken Demba Ba, Liverpool maçının da önemini göz önüne alarak daha dikkatli hazırlandığından Bursa karşısında en hareketli maçlarından birini oynadı.
Gökhan Töre ise tek kelime ile mükemmeldi.
Bilic'in elinde bir de Kerim Frei gibi ligimizin sonradan oyuna girdiğinde en faydalı hamle oyuncusu var. Bu maçta da Kerim Frei oyuna girdikten sonra saha içi dengelerini tekrardan takımı lehine çevirdi. Bu maçta benim üzerinde durduğum bir diğer konu da penaltı ile biten son dakika hücumu.
Çok önemli maçta 87'de skor avantajı yakalıyorsunuz.
90'da beraberlik golünü yiyorsunuz, bu moral bozukluğuna ve yorgunluğa rağmen Demba Ba-Gökhan Töre-Kerim Frei üçlüsü son derece bilinçli, soğukkanlı ve olgun bir atakla sonuca gitti. Bursaspor ligimize renk katan, sürekli seyir sevki yüksek bir futbol sergiliyor. En büyük handikapları kolay gol yemeleri. Beşiktaş karşısında iyi niyetli, hırslı mücadelelerine rağmen, genelde beklenen seviyelerine ulaşamadılar.
Bunun en büyük nedeni, Volkan'ın olmayışıydı.
Dünyada sistemi oturmuş en güçlü takımların bile mutlaka bir olmazsa olmazları var. İşte örnekler: Barcelona'da Messi, Real Madrid'de Ronaldo, Bayern Münih'te Robben. İşte Volkan da kendi çapında bizim ligimizin çok önemli bir kanat forveti. Golcülüğünün yanında, sürekli adam eksilterek mesafe kat eden, top sürerken asist yapan, defansların yerleşme düzenini bozarak, hem forvet arkadaşlarına, hem orta sahasına ofansif aksiyonlar için ortam yaratan bir oyuncu. Bu maçta Volkan'ın olmayışı Beşiktaş için şans, Bursaspor için ise şanssızlıktı.