G.Saray kadro yapısı itibariyle genelde kopuk kopuk futbol sergiliyor. Topa sahip olma oranı yeterli değil, maçlarda tempolu, presli oynadıkları bölümlerde etkili oluyorlar. Ama bu görüntüleri hiçbir rakip karşısında süreklilik sağlayamıyor. Günümüzde gerektiğinde başvurulması gereken kontrollü anlayış, kadronun yapısına uygun değil. Tabii bu tabloda şu sorular akla geliyor: Bu kadar puan nasıl alındı? Derbi yenilgisine rağmen hale nasıl liderlik koltuğundalar?
Cevap basit... Kaleciden en uç noktaya kadar neticeye tesir eden önemli oyuncular var. Burak ileride top tutabilen, sırtı karşı kaleye dönük oynayabilen ve şansı olan bir santrfor. Sneijder özel yetenekleri ve futbol zekası, ligimiz için iş bitirmesinde yeterli oluyor. Selçuk da eski formunda olmasa da oyunun iki yönünü oynayabilen orta saha. Şu an sakat olan Melo deneyimli iyi bir ön libero. Saha içinde hırsını ve agresifliğini profesyonelce kullanıp hem arkadaşlarını motive ediyor hem de rakiplerini sinirini bozuyor. Kaleye gelen duran toplarda kolay gol yemek hem milli takımımızın hem de kulüp takımlarımızın kronik rahatsızlığı. Chedjou da bunu iyi değerlendirerek kritik zamanlar da sahne alıyor. Bir de Muslera var.
İşte yukarıdaki verdiğim örnekler, G.Saray'ın ciddi iddiasını sürdürüyor. Takımın genel saha içi rahatsızlığı Şampiyonlar Ligi'nde açıkça ortaya çıktı. Bizim ligde de G.Saray'ı en fazla sıkıntıya sokan takım F.Bahçe. Çünkü F.Bahçe ligin oturmuş pas trafiğine sahip 1 numaralı takımı.