Orası şöyle, burası böyle diye boşa nefes tüketmenin bir anlamı yok..
Dördüncü Annan Planı'nı ya kabul edeceğiz, ya ret..
Kıbrıslı Türklerin artık 'Kabul edersek ne olur, reddedersek ne olur' diye düşünmesi lazım..
Reddederlerse olacaklar belli..
KKTC'ye tecrit sürecek.. Ada'nın kuzeyi yanlızlığa terk edilecek.. Belki ileride Türkiye'ye de yardımı kesmesi için baskı yapılacak.. AB müzakere sürecinde 'amborgoyu' şart olarak Ankara'nın önüne koyacak..
Ankara her yıl 300-400 milyon dolar göndermezse KKTC yaşayabilir mi?
Hayır..
Çünkü bugüne kadar bu paralarla ayakta kaldılar.. Ada'nın yarısı devletten maaş alarak geçindi..
Bu sistemin ilelebet sürmesi mümkün mü?
Kıbrıslı Türkler 'evet' derse ne olur?
Kimsenin tanımadığı KKTC yeni Kıbrıs Cumhuriyeti'nin ortak kurucu devleti olacak.. Türk toplumu kendi kendini yönetme hakkına kavuşacak.. 1 Mayıs'tan itibaren AB'ye üye olacaklar.. Kuzey de güney gibi zenginleşecek..
O zaman aklın yolu 'evet' demekten geçmiyor mu? Türk tarafından bir sıkıntı yok.. Olmamalı da..
Sıkıntı Rum tarafında..
Neden mi?
Rumlar, 1 Mayıs'ta tüm Kıbrıs'ı temsilen AB'ye girmeye hazırlanırken başlarına Türkler çıktı.. Oyun bozuldu..
Oyunu kim bozdu?
Başbakan Erdoğan.. Annan Planı'na 'evet' diyerek bozdu..
30 yıldır Kıbrıs sorunu masada.. Yüzlerce görüşme yapıldı.. Hep Türk tarafı uzlaşmaz göründü veya gösterildi.. Ama anlaşmak istemeyen taraf Rumlardı.. Kuzey ambargo altındayken Güney'in böyle bir sıkıntısı yoktu.. Dünya ile iletişimleri tamdı.. Görüşüyorlarmış gibi yapıp Denktaş'ı kızdırarak masadan kalkmaya zorluyorlardı..
Kabul etmek gerekir ki bu politikalarında başarılı oldular da..
İlk kez durum farklı..
Rum tarafı ilk kez düşünmek, karar vermek zorunda.. Erdoğan, Kıbrıs topunu Rum tarafına attı..
Rumlar 'evet' dese bir türlü, 'hayır' dese başka türlü..
Evet derlerse bugüne kadar yüzlerine bakmadıkları Türklerle eşit haklarla AB'ye girecekler..
Hayır derlerse de AB'ye girecekler ama Ada'yı temsilen değil.. Hayır derlerse KKTC'nin resmen tanınmasına zemin hazırlamış olacaklar.. Ada'da iki ayrı devletin varlığını kabul etmiş sayılacaklar..
Bu yüzden yüzlerı asık..
İşin aslı şu:
Türk tarafı 'evet' derse kazanacak, 'hayır' derse kaybedecek..
Rum tarafı 'evet' dese de 'hayır' dese de kaybedecek.. En azından bugünkü pozisyonlarını yitirecekler..
Kıbrıs'ı finale beş kala bu noktaya getiren Başbakan Erdoğan'ı da Dışişleri Bakanı Gül'ü de kutlamak gerekir..
İyi oynadılar, kazandılar..
New York'ta başlayıp, Lefkoşa'da devam eden ve Bürgenstock'ta noktalanan süreçte ellerinden geleni yaptılar.. Kaybedildi gözüyle bakılan maçı geri çevirdiler..
Bundan sonra ne olacağını Kıbrıslı Türkler bilir.. Çünkü halklar kendi kaderlerini kendileri tayin eder..