Galatasaray için kabus dolu günler sürüyor. Eğer bir takımı taraftarı da terk eder ve maç boyu olumsuz tezahürat yaparsa sahada top oynayan futbolcuların ayağı titrer, beyni yeterince çalışmaz, doğru pas bile veremez. Galatasaray taraftarının bu başarısızlıklardan sonra kepenk indirdiği Karabük maçında belli oldu. Maç boyu yönetimi ve oyuncuları hedef alan tribün tepkisi, G.Saray'ın oyununa olumsuz etki etti.
Tribünlerin, "İstifa da bir hizmettir" şeklinde açtığı Başkan Adnan Polat'a yönelik pankart saygı duyulacak ve çok şey ifade eden nazik bir davranış biçimiydi. Maç boyu "Polat istifa" diye bağırmak demokratik bir hak olsa da futbolculara yönelik yapılan, "Çıkarın formayı gidin" şeklindeki tepki bana göre yanlıştı. Bu tepki, futbolcuların oyuna kendilerini kafaca vermelerini engelledi. Çünkü Galatasaraylı oyuncular, bedenen belki sahadaydı ama sürekli tribünden gelen tepkiler kulaklarında çınlıyordu.

SCHUSTER'E HAK VERDİM!
Oysa Hagi, haftalar sonra Amerika'yı yeniden keşfetmeyi bırakıp oyuncuların doğru yerde oynadığı bir kadroyu sahaya sürmüştü. Maç boyu Karabük'ün, Lig TV'deki 'kırılma dakikaları'na girecek tek pozisyonu yoktu. Galatasaray'ın tam 5 tane gollük net pozisyonu vardı. Kazım, Yekta, Culio, Baros ve Stancu kafaları rahat olmadığı için gol olması gereken vuruşları yapamadı.
Hagi; çıkardığı doğru kadronun daha iyi pas yaptığını ve topa hakim olduğunu görünce acaba, "Ben niye taşları yerinde oynatmadım" diye düşünmüş müdür? Hagi, bu kadroda ısrar etseydi Galatasaray takım olarak birbiriyle oynama alışkanlığı kazanır ve belki de lige erken havlu atmaz, kupadan da elenmezdi. Schuster'e, "Süper Lig'de 1960'ların futbolu oynanıyor" dediğinde duygusal bir refleksle, "Schuster ülkemin futboluna hakaret ediyor" diye tepki koymuştum. TT Arena'da önce Gaziantep'in dün de Karabük'ün savunma futbolunu görünce Schuster'e hak verdim. Takım halinde yapılan savunmaya saygılıyım ama kendi sahasına kapanıp oyunu çirkinleştiren takımlar, futbolumuza zarar veriyor. Bu oyun tarzından Guus Hiddink'in de rahatsız olduğunu düşünüyorum.
Not: "Düşene tekme vurulmaz" derler ama o tekmeyi İlker Meral, penaltıyı vermeyerek Galatasaray'a attı!.. Tebrikler MHK!