Dün bizim gazetede Ahmet Nazif Zorlu "Vestel'den desteğimizi çekmeyeceğiz" diyordu ve açıklıyordu..
"Kulübün bana çeşitli zamanlarda verdiğim paralardan oluşan 20 trilyon liralık borcu var. Ama daha önce de söylemiştim. Şimdi de söylüyorum. Biz bu parayı almayacağız."
Bu karmaşık ve dedikoduları destekleyen bir açıklama.. Daha doğrusu açıklamama..
Vestel, Manisa'nın sponsoru değil, sahibiydi. Yönetim, başkan dahil Vestel elemanlarıydı.. Şimdi Vestel'in sahip olup yönettiği bir şirkete, patron Ahmet Nazif Zorlu, nasıl ve "Niye" bu kadar büyük kişisel borç verir?.
Sebep muhasebe hesapları mı, başka şeyler mi?.
"Bu parayı almayacağım" ne demek?.. Kulübün muhasebe kayıtlarında 20 trilyon borç görüldüğü sürece, bu o kulübün ve o kentin başına asılı Demokles Kılıcı olmaz mı?. Madem almayacak, niçin açık seçik "Bağışladım" demiyor, gereken muhasebe işlemlerini yaptırıp kaydı düşürmüyor ve kulübü ve Manisa kentini serbest bırakmıyor.
Vestel'den yapılan açıklamanın da kimseyi tatmin etmediğini söyledim.
Bir yılda 8 bin işçi alıp, 6 bin işçi çıkartmayı "Efendim bizim işler sezonluk" diye geçiştirmeye kalkamazsınız.. Televizyon işçiliği, pamuk işçiliği mi?. Efendim ilkbaharda vidaları sıkarız.. Vidacılar alınır, iş bitince çıkarılır. Yaz aylarında kablo döşeriz.. Kablocular alınır, çıkarılır. Sonbaharda kapaklar, kışın ekran takılır!..
Yapmayın..
Manisa "İşçiler tazminat haklarına yaklaştıklarında ya da staj süreleri sona erecekken işten çıkarılıyor" dedikodularıyla kaynarken, böyle üften püften açıklama olmaz..
"Manisa'da işe alacak kimse kalmadığı için dışardan getirip, onları da attılar. Bu dışardan gelenler işsiz kalınca yasa dışı para kazanma yolları aramak zorunda kaldılar. Bu da Manisa'da asayişi bozdu, huzuru kaçırdı" dedikoduları yarın Vestel'i çok ağır zan altında bırakır..
Durumun çok net ve çok inandırıcı ifadelerle halka (Bana değil, Manisa'da yapılacak, yerel medyanın ileteceği bir basın toplantısı ile halka) açıklanması ve kentte Vestel'e karşı olan güvensizliğin giderilip, havanın düzeltilmesi gerek..