İÇİM kan ağlıyordu, Ertekin'de otururken.. Cüneyt Ağabey'i kaybedeli saatler olmuş.. İzmir'den cenazeye yetişmek için uçmuşum. Ertekin'de oturuyoruz. Yan masada bir gurup var, kızlı erkekli, neşeli.. Kafenin müzik setinde bir şeyler çalıyor.. Flamenco gibi.. Hüzünlü zamanlara iyi gider, flamenco..
Az sonra fark ettim, bu başka şey.. Türkçe geliyor şarkının sözleri.. Şef Yücel'e "Bu ne" diye sordum merakla.. Kulağıma eğildi.. Yan masada oturan gençler yapıyormuş müziği.. Ertekin bir yerde dinlemiş, benimle tanıştırmak için davet etmiş o gün.. O gün de, ne gün ya..
Gençler saygıyla "Baş sağlığı" dileyip gittiler, bir süre sonra..
Günler sonra toparlanır gibi olunca Ercan'a "Kısmet" adlı CD'yi aldırdım.. Dinlemeye başladım.. Hâlâ dinliyorum..
Müthiş.. Hem de ne müthiş..
Flamenco, Emevilerin İspanya'yı işgali ile doğmuş, Arapİspanyol Çingenesi karışımı bir müzik.. Doğan Canku yıllar önce bana Ezan'ın nasıl bir flamenco olduğunu anlatmıştı.
Bu gençler, Anadolu'nun türkülerini, uzun havalarını flamenco yapmışlar..
Kendileri yazmış bestelemişler, Anadolu'yla İspanyolu yoğurarak..
Ve de ne güzel söylüyorlar.. Dinlemeye doyamıyorsunuz..
İkiz kardeşlermiş Gürmanlar.. Öykü ve Berk.. Nasıl içine akıyor insanın yorumları.. Nasıl coşkulandırırken hüzünlendiriyor.. Nasıl tutuyor, nasıl vuruyor..
Son günlerde dinlediğim en güzel, en çarpıcı, en etkileyici CD.. Harika bir çalışma..
Her diskotekte bulunmalı.. Her zaman dinlenir çünkü..
En güzel hediye.. Hele de yabancılara, bu ülkeden..
Kısmet, Anadolu'nun kısmeti olmuş..
Yürekten kutlarım çocuklar.. Dilerim bu defa neşeli bir günde tekrar buluşuruz Ertekin'de, uzun uzun sohbet etmek için.. Sizi yakından tanımak, dinlemek de hoş olacak çünkü..