"Sallabol" deyimi bana değil, ağabeyim Öcal'a ait..
Ülkemizde basketbol adı ile oynanan oyuna, bu ismi taktı.. Doğrusunu da yaptı. Çünkü Türkiye'de basketbol oynanmıyor.. Önüne gelen sallıyor.. Girerse "Harika takım.. Harika oyun.. Harika koç" diye yazıyor, anlatıyor bizim medya, bu rezilliğin iç yüzünü açıklamadan.
Bakın, şu halimle bir, rastgele bir takımın maçına gidip kenarda oturur ve koçluk yaparım. O kadar kolay..
"Salla" diyeceksin.. Biraz akıllı olup, iyi sallayanı, rotasyon, motasyon deyip kenara almayacaksın (ki bizimkiler onu bile yapamıyor), yeter de artar bile..
Galatasaray Avrupa Liginde Maccabi'ye 97-81 gibi rezil bir farkla yenildi.
Nasıl mı?.
Yedinci dakikadan itibaren Galatasaray üstüste tam 17 (Yazı ile on yedi) üçlük şutu kaçırdı..
Yahu bu kadar üçlük atamayan takımın B planı olmaz mı?. Pota altını kullanmaz mı?.
Hayır.. Çünkü pota altında 5 numara (Eski deyişle pivot) adam yok. Bizim koçlar 5 numaraya itibar etmiyorlar ki.. Üçlüğe devam.. Ya girerse..
Efes önünde Barcelona'ya maçı getiren son salise basketini tipleyerek yapan Dorsey, İspanya'ya Gaziantep'ten gitmişti, bilir misiniz?. Adam Türkiye'ye geliyor, ama Efes'e, Fener'e, Galatasaray'a değil.. Onların koçları, "Sallayan" alıyor sadece.. Pota dibinde oynayan değil!..
Pota dibini kullanmak, oyun kurmak gerektirir. Onun için de "Sahici" Koç lazım!..