''9 GÜNDE KOALİSYON KURULABİLİR''
Birkaç alternatif kaldı, oldukça azaldı, dün sayın Başbakanımız da ifade ettiler, bir tanesi MHP ile yapılacak görüşmelerin neticesinde bir sonuç çıkabilir veya erken seçim kararı konusunda bir uzlaşıya varılabilir, bir diğeri de doğrusu bizimde pek istemediğimiz Sayın Cumhurbaşkanının yetkisini kullanarak 45 gün içerisinde seçime götürme kararını alması. Şundan dolayı Meclis'in kendi inisiyatifini kaybetmesi demektir. Halbuki erken seçim kararı aldığında Meclis kendi iradesi ortaya koyacak ve kendi iradesi ile ortaya çıkabilecek tarihi kendisi belirleyecek ve o tarihte de seçime gitmiş olacak. Çünkü Sayın Cumhurbaşkanımızın 114'ü işleterek karar alması halinde 90 gün artı, ilk Pazar günü seçim yapılacağı ifade ediliyor ve burada inisiyatif tamamen YSK'ya geçmiş oluyor. Diğer durumda ise Meclis bir karara vardığı anda bu iki ay, 70 gün, 80 gün ne derse Meclis'in kendi inisiyatifi ile değerlendireceği bir tarih olur.
23'ünde bitecek olan bir süre ve Sayın Cumhurbaşkanımızın açıkladığı bir cümle var: 'Ben 45 gün dolduğu anda esneme yapmayacağım.' Dolayısıyla bu 10 gün içerisinde her ne kadar isteseniz de istemeseniz de, olumlu baksanız da bakmasanız da bir karara varmak zorundasınız. Ya Meclis kendi iradesi ile bir erken seçim kararı alarak seçime gidecek, ya bir azınlık hükümeti, ya bir seçim hükümeti ya da bir koalisyon hükümeti kurularak bu işe gitmek zorunda. Her halükarda bir karar vermek zorundasınız. Onun için sürprizlere her zaman gebe. Çünkü, koalisyon görüşmeleri sadece dışarıda görüşülen, tartışılan konularla bir görüşme trafiği olmadığı için her zaman sürpriz olabilir.
Bu anlamda da yapılacak olan görüşmede Meclis'in inisiyatifini yitirmeden bir sonuca varmak hem Türkiye'nin lehine hem de partilerimizin lehine olacak bir sonuç getirir diye düşünüyorum.
''TÜRKİYE'NİN, İRADESİ SAĞLAM BİR HÜKÜMETE İHTİYACI VAR''
Şimdi, 2015 yılında karşılaşılan problem belli; ekonomik olarak Çin'in aldığı kararlar, Çin'de yaşanan ekonomik sıkıntılar, global sıkıntılar, AB'nin bir türlü kendisini toparlayamaması, Yunanistan'daki durumlar malum… Dolayısıyla, bizim 2016 yılına girerken artık yolunu belirlemiş, çizgilerini oluşturmuş ve 2015 yılında karşılaşılan problemleri bilen, çözüm noktalarını da geliştiren bir hükümetle 2016 yılına girmemizi gerektirecek bir durum olması lazım ki, biliyorsunuz 2019'da da 3 tane seçim yapılacak; hem genel seçimler, hem yerel seçimler, hem Cumhurbaşkanlığı seçimi. Artık Türkiye'nin 3 yıl hiç olmazsa seçimleri konuşmadığı, karşılaşılan problemleri çözmeye yönelik iradesi sağlam bir hükümete ihtiyacı var.
Kasım başı gibi yapılacak olan bir seçim ardından hükümetin kurulması ve Aralık ayında görüşülecek olan bütçe ile 2016 yılına çok temiz bir şekilde girilmiş olur.