Modern araştırmalar, birçok baharatın sağlığı iyileştirebileceğini gösteriyor. Çok sayıda derde şifa olabilecek ve uzun süreli hastalıklarla mücadele etmeyi kolaylaştıran bitkiler, aslında diyabetin kontrolünde de mücadele edebilecek kadar güçlü. İşte o baharat...
Not: Doğal bitkiler olsalar bile, alerjik reaksiyonlar gibi istenmeyen sağlık sorunları yaşamamak için mutlaka doktorunuza danışmalısınız.
Tarçın, yemeklerde, sütlü tatlılarda ve unlu mamullerde sıklıkla kullanılan bir baharattır. Tarçının tıbbi özelliklerinden sorumlu olan sinnamaldehit adı verilen bir madde, çok sayıda fayda sağlayabilir.
Tarçın, iltihapla savaşmaya yardımcı olur ve kandaki trigliseritleri ve kolesterolü düşürür. Bununla birlikte, tarçının kan şekeri üzerindeki etkileri en etkilidir.
Tarçın, insülin duyarlılığını artırmak ve sindirim sistemindeki karbonhidrat parçalanmasını yavaşlatmak gibi kan şekerini düşürme yeteneğine sahiptir.
Araştırmalar, tarçının diyabetli hastalarda açlık kan şekerini %10 ila 29 oranında azaltabileceğini göstermiştir. Bu önemli bir düşüştür.
Etkili doz tipik olarak günde 0.5-2 çay kaşığı tarçın veya 1-6 gramdır.
GENÇ BİR BEYİN İÇİN ADAÇAYI
Orta çağlarda iyileştirici özellikleriyle güçlü bir üne sahip olan adaçayı, vebayı önlemeye yardımcı olmak için bile kullanıldı. Mevcut araştırmalar, adaçayının özellikle Alzheimer hastalığı olan kişilerde beyin fonksiyonlarını ve hafızayı iyileştirebileceğini göstermektedir.
Beyindeki kimyasal bir haberci olan asetilkolin seviyelerinde azalma, Alzheimer hastalığının bir sonucudur. Adaçayı, asetilkolinin parçalanmasının önlenmesini sağlar.
Adaçayı özünün beyin işlevinde önemli gelişmeler sağladığı, hafif ila orta şiddette Alzheimer hastalığı olan 42 kişiyle yapılan dört aylık bir çalışmada ortaya çıktı. Adaçayının hem genç hem de yaşlı sağlıklı insanlarda hafızayı iyileştirebileceğine dair ek araştırmalar da göstermiştir.
SİNDİRİM SİSTEMİNİ DÜZENLEYEN NANE
Nane, halk arasında ve aromaterapide uzun bir kullanım geçmişine sahiptir. Pek çok şifalı bitkide olduğu gibi, sağlık etkilerini içeren yağlı bileşen, sağlığınızı düzenleyecek kapasiteye sahiptir.
Hassas bağırsak sendromu gibi sindirim sistemiyle ilgili ağrıları yönetmek için nane yağı kullanılabilir. Görünüşe göre bağırsak hareketleri sırasında yaşanan ağrıyı hafifletmek için kolondaki düz kasları gevşetir. Ayrıca sindirim sorunlarından biri olan karın şişkinliğini azaltmaya da yardımcı olur.
Nanenin aromaterapi olarak mide bulantısına da yardımcı olabileceğini gösteren araştırmalar da vardır. Nane aromaterapisi, doğum yapan 1.100 kadında mide bulantısını önemli ölçüde azalttı. Ek olarak, ameliyat ve sezaryen doğumlardan sonra daha az mide bulantısı yaşadığını gösteren araştırmalar vardır.
İLTİHABI KURUTAN ZERDEÇAL
Zerdeçal, sarı rengiyle de sağlığınızı da altın gibi parlatacak bir güce sahip. Zerdeçalda bulunan kurkumin (curcumin), oksidatif hasarla savaşmaya ve vücudun kendi antioksidan enzimlerini artırmaya yardımcı olan oldukça güçlü bir antioksidandır.
Bu önemlidir, çünkü oksidatif hasarın yaşlanmanın ve birçok hastalığın arkasındaki anahtar mekanizmalardan biri olduğuna inanılmaktadır. Zerdeçal ayrıca, bazı anti-inflamatuar(iltihap kurutucu) ilaçların etkinliği ile eşleştiği noktaya kadar güçlü bir şekilde anti-inflamatuardır.
Uzun vadeli, düşük seviyeli inflamasyonun neredeyse her kronik Batı hastalığında önemli bir rol oynadığı göz önüne alındığında, kurkuminin çok sayıda sağlık faydası ile bağlantılı olduğunu görmek şaşırtıcı değildir.
Çalışmalar, beyin fonksiyonlarını iyileştirebileceğini, Alzheimer'ı önleyebileceğini, kalp hastalığı ve kanser riskini azaltabileceğini ve artriti hafifletebileceğini önerir.
BAĞIŞIKLIĞI GÜÇLENDİREN HİNT FESLEĞENİ
Sıradan fesleğen ile karıştırılmaması gereken Hint fesleğeni, Hindistan'da özel bir bitki olarak kabul edilir. Çalışmalar Hint fesleğeninin bir dizi bakteri, maya ve küfün büyümesini engelleyebileceğini göstermektedir.
Bir çalışma, bağışıklık sisteminin kandaki belirli bağışıklık hücrelerini artırarak daha iyi çalışabileceğini buldu. Ayrıca, kutsal fesleğenin yemeklerden önce ve sonra kan şekerinin düşmesiyle ilişkili olduğu bulundu. Ayrıca, kaygı ve depresyonun tedavisinde de etkili olduğu bulundu. Bununla birlikte, bu çalışmalar çok küçük olduğu için herhangi bir tavsiyede bulunulmadan önce daha fazla araştırma yapılmalıdır.
