Bir yıl önce, Türkiye'de Liderler ve Demokrasi adlı kitaptan söz etmiştim size. (14 Mart 2008) İlk kez 2002'de ABD'de yayınlanan ve editörlüğünü Metin Heper ile Sabri Sayarı'nın yaptığı bu kitapta, ünlü siyasilerin portreleri yer alıyor.
Bunlardan biri de Süleyman Demirel . Onu, siyaset bilimci Prof. Yeşim Arat anlatmış.
Bence talihsiz bir makale olmuş Arat'ınki. Çünkü Demirel'i, milli irade ve parlamentonun üstünlüğü fikirlerine inanmış bir siyasetçi olarak ele almış.
Halbuki, özellikle 28 Şubat (1997) örtülü darbesine ilişkin belge ve demeçler, Türk sağının çok önem verdiği bu iki kavrama, Demirel'in nasıl da ihanet ettiğini gösteriyor. ( Hüsamettin Cindoruk'un da aynı şeyi yapması ne kadar ilginç!)
28 Şubat sürecinde aktif rol alan Demirel, bugün hâlâ o dönemde yapılanları savunuyor.
Kendi bilir. Ama böyle bir durumda Demirel'in siyasi portresi, milli irade ve parlamentonun üstünlüğü kavramları çerçevesinde yazılamaz.
"Peki nasıl yazılmalı" derseniz. Valla ben siyaset bilimci değilim.
Biz gazete yazılarında, Demirel tipi vakalar için, ' oportünizm' ve ' ölçüsüzilkesiz iktidar hırsı' gibi tabirler kullanıyoruz ama bunlar siyaset biliminin kavramları değil.
Yeşim Arat'ın kitabın ikinci baskısına yepyeni bir portre yazması ve hatta ilk makale için de özeleştiri yapması iyi olur.