Türkiye ilginç bir ülke... Bizi anlamak amacıyla iyi niyetli bir uzaylı gelse... Ancak ülkemize ilişkin bilgisi sadece bir ay geriye gitse. Daha öncesini bilmese...
"Türkler 7 Haziran günü beş büyük partiden birine oy verecek" diye düşünür: AK Parti, CHP, MHP, HDP ve CBP...
CBP'nin hangi parti olduğunu merak mı ettiniz? Aslında biliyorsunuz: Cumhurbaşkanlığı Partisi... (TEP de diyebilirdim.)
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ne kadar müthiş bir siyasetçi olduğunu genel seçim sürecinde de ortaya koydu. Öyle bir "Başkanlık için oy verin" kampanyası yürütüyor ki adeta tek başına parti.
Her konuşmasında yeni bir slogan, yeni bir simge veya rakip (eleştirilecek hedef) ortaya atıyor.
1970'li yıllarda her sözü, her davranışı siyaset olan kişi, Süleyman Demirel'di.
Süleyman Bey, A'dan Z'ye siyasetti. Siyasetin ete-cana bürünmüş; insanlaşmış haliydi. Katıksız siyasetçiydi.
Diğer siyasetçiler asla onun gibi olamadılar. Ne Ecevit, ne Türkeş, ne Özal, ne Çiller, ne Mesut Yılmaz, ne Baykal, ne de Bahçeli... Siyasetle yatıp siyasetle kalksalar bile imajları öyle değildir.
Süleyman Demirel'e en çok yaklaşan Abdullah Öcalan oldu. Ama tabii onun durumu farklı. Çünkü karşıtları ona siyasetçi değil, terörist diyor.
Apo'yu da katıksız siyasetçi kategorisine sokabilmek için, önce "Savaş, siyasetin başka araçlarla sürdürülmesidir" şiarını kabul etmeniz gerekir.
Tayyip Erdoğan ise siyasete adanmışlık konusunda Demirel'i de geçti. Bence yoğunluk derecesi, saflık ayarı ve enerjisi daha fazla...
Erdoğan öyle bir kampanya yürütüyor ki bazı AK Partililerin "Biz uğraşmasak da olur" dediğini duysam, hiç şaşırmam.
